İki bölüme ayrılmış olan eserde hikâyelerle anlatılamayan yaşanmışlıkların gediğine oturan kıymık misali şiire kenetlenmesine tanık oluyoruz. Pastoral, lirik... Biçare ve melankolik.
"...
mevsimini bulamamış yetim bir ağustos bu
bulutları dolu dolu akmayan yağmurundan
çekirdekleri boşalan incir dalından
gurubu ışımayan güneşin parelenmiş rahminden sökülen
seni doğuran lakin beni katleden bir ağustos bu
baktıkça boğulduğum gözlerin ufuksuz umman
katidir artık içilmez tuzlu suyundan
çağlar misali nisyanlarla döküleceksin takvimden."