Dostoyevski'nin Budala romanı, gelmiş geçmiş en trajik aşk romanıdır. Ana karakter Prens Lev Nikolyeviç Mişkin, Rus toplumunun içine düştüğü ahlaksal bozulmanın karşısında; içinde, saf iyiliği barındırmanın sembolüdür ( bir diğeri, Karamazov Kardeşler romanında Alyoşa Karamazov'dur) ve bu peygamberimsi karakter, böylesi dejenere olmuş bir toplumda bir Budala olarak algılanır. Prens Mişkin, kendisinin tam zıttı olan, kaba, acımasız, zalim Rogojinin elinden, Dünyalar güzeli Nastasya Filipovna'yı kurtarmaya çalışsada, yüce gönüllü bu çaba başarısız olur. Budala romanı güçlü ruhsal analizler, bolca işlenmiş psikolojik ögelerle Dünya Edebiyat Tarihinin tartışmasız, Karamazov Kardeşler ile birlikte en büyük romanıdır. Bu kitabı 4 kez okudum. 25 seneden fazla da kitap okuruyum. Fakat, Budala'yı her okuyuşumda bana hayatım boyunca sanki başka hicbir roman okumamışım gibi hissettirdi. BUDALA romanı, gerçek okurunu, varlığın ötesine gecirip, yedi kat semadan tüm alemi izlettirir.