“Algımızın kaynağı, görme şeklimiz arşiv bilincimizde yatar. Eğer on kişi bir buluta bakarsa, ortaya on farklı algı çıkacaktır. Bulutun bir köpek, bir çekiç veya bir palto olarak algılanması zihnimize üzüntümüze, anılarımıza, öfkemize bağlıdır. Algılarımız bunlarla birlikte bütün öznellik hatalarını taşır. Sonra algılarımıza bağlı olarak överiz, suçlarız, aşağılarız veya şikayet ederiz. Fakat algılarımız elemden şiddetli arzu, öfke, cehalet, yanlış görüşler ve önyargıdan oluşur. Mutlu olmamız veya acıyı çekmemiz geniş ölçüde algılarımıza bağlıdır. Algılarımızın derinine bakmak ve bunların kaynağını anlamak önemlidir.”
“Bir marangoza, tahtaya, zamana, beceriye ve daha pek çok nedene ihtiyacımız vardır. Ve bu nedenlerden her birinin diğer nedenlere ihtiyacı vardır. Tahtanın ormana, güneş ışığına, yağmura v.s. ihtiyacı vardır. Marangozun ebeveynlerine, kahvaltıya, taze havaya v.s. ihtiyacı vardır. Ve bunların her birinin de diğer şartlar tarafından ortaya çıkarılması gerekir. Eğer bu şekilde bakmaya devam edersek hiçbir şeyin dışarda kalmadığını görürüz. Bu masayı bize getirmek için evrendeki herşey bir araya gelmiştir. Güneş ışığına, ağaçların yapraklarına ve bulutlara derinlemesine bakınca masayı görebiliriz. Tek herşeyin içinde görülebilir ve herşey de tekin içinde görülebilir. Bir sonuç ortaya çıkarmak için tek neden hiç bir zaman yeterli değildir. Bir neden aynı zamanda bir sonuç olmalıdır ve her sonuç da başka birşeyin nedeni olmalıdır.”