Zulmetten Nura

Bunalım Çağından İslâmın Aydınlığına

Mehmed Şemsettin Günaltay

About Bunalım Çağından İslâmın Aydınlığına

Bunalım Çağından İslâmın Aydınlığına subject, statistics, prices and more here.

About

Son yüzyılın ilim ve siyaset adamlarından olan M.Şemseddin Günalltay(1883-1961),birçok makale ve incelemesi yanında bilhassa "Hurafattan Hakikate" "Maziden Atiye"ve "Zulmetten Nura"ünvanlı unutulmaz eserleriyle son dönem islami fikir hareketlerinin öncülerinden olmuştur. İşte elinizdeki BUNALIM ÇAĞINDAN İSLAMIN AYDINLIĞINA adıyla yayınladığımız "Zulmetten Nura"isimli esere yazdıkları takdim yazılarında Ferid Kam ve M.Akif Ersoy bu değerli kitabı şöye tanıtıyor: "...Vatanın en seçkin evladından Şemseddin bey, cehalet ve dalaletin karanlığında kalan bir takım avarelerin gözlerini nurlandırmak gibi halis bir maksatla dini ve içtimai yönden mühim bir eser yazdı.Bu eser, doğuda doğmuş,batıyı görmüş bir irfan güneşinin, müsbet ilimleri öğrenerek dinine destek vermiş bir iman sahibinin inancının mahsulüdür.Şemsettin bey, bu değerli eserinde dine yapılan iftiraları kesin delillerle sahibinin yüzüne çarpıyor,islamiyetin ne demek olduğunu kalp gözü kör olanlara gösteriyor." Ferid Kam"...Aşkolsun olsun kahraman yüreklere ki, bu kadar mısibet,bu kadar zarar ve ziyan,bu kadar mahrumiyet,bu kadar felaket karşısında bile yine sarsılmaz,yine yılmazda,her taraftan kuşatıldığı halde uyuyan çevresini uyandırmak,milleti"Zulmetten Nura"çıkarmak için samimi feryatlar koparır.İşte benim Şemseddin'im o kahraman yüreklerden biri,işte benim Şemseddin'imin şu kitabı o feryatların en etkilisidir." Mehmet Akif Ersoy Birinci ve ikinci baskısı 1915, üçüncü baskısı1925'de basılan bu eser; değerli ilahiyatçılar Doç.Dr.Ahmet Lütfi Kazancı-Osman Kazancı tarafından vukufla sadeleştirilmiş ve dipnot ilaveleriyle baskıya hazırlanmıştır.Aradan bir asra yakın zaman geçmesine rağmen eserde sözü edilen konuların, günümüzde hala tazeliğini koruduğu bir gerçektir.Bu sebeble eserin, günümüz okuyucularına da çok şeyler vereceğine, zulme ve cehalete karşı verilen mücadeleye ışık tutacağına inanıyoruz.
Estimated Reading Time: 9 hrs. 2 min.Page Number: 319Publication Date: 1998Publisher: Marifet Yayınları
ISBN: 2880000067832Country: TürkiyeLanguage: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

About the Author

Mehmed Şemsettin Günaltay
Mehmed Şemsettin GünaltayYazar · 15 books
Mehmet Şemsettin Günaltay (1883, Kemaliye, Erzincan - 19 Ekim 1961, İstanbul), Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. başbakanı, tarihçi ve eski Türk Tarih Kurumu başkanı. Bugünkü adı Kemaliye olan Eğin'de 1883 yılında doğdu. Babası, müderris İbrahim Edhem Efendi, annesi ise Sâliha Hanım idi. Küçük yaşta İstanbul'a gelerek önce Üsküdar'da Ravza-i Terakki Mektebi'nde, sonra Vefa İdâdîsi'nde okuyarak[1] Cumhuriyet devrinde adı Yüksek Öğretmen Okulu olarak değiştirilecek Dârülmuallimîn-i Âliye'ye devam etti. 1905 yılında bu okulun Fen Şubesi'nden birincilikle mezun oldu. Bu arada, özel olarak Arapça ve Farsça derslerine devam ederek dini ilimlerde kendisini yetiştirdi. Ayrıca Fransızca öğrendi. Meslek hayatına İstanbul Dârüşşafaka'da Hendese Muallimliği (geometri öğretmenliği) ile başlayan Mehmet Şemsettin, daha sonra Kıbrıs İdâdîsi'nde müdür muavinliği ve müdürlük yaptı. Başarılı bir öğretmen ve iyi bir idareci olan Şemsettin, tabii ilimler okumak üzere Maarif Nezâreti tarafından 1909 yılında İsviçre'nin Lozan Üniversitesi'ne gönderildi. Bir yıl sonra yurda döndükten sonra, bu defa Midilli İdâdisi'nde ve İstanbul Gelenbevi İdâdîsi'nde müdürlük yaptı. İstanbul Dârülfünunu'nda yapılan 1915 reformu sırasında Edebiyat Fakültesi'nde Türk Tarih ve Medeniyet Tarihi müderrisi olan Mehmet Şemsettin aynı zamanda dönemin en yüksek medresesi sayılan Süleymaniye Medresesi'nde de Dinler Tarihi müderrisi idi. 1919 yılında ise Edebiyat Fakültesi İslâm Kavimleri Tarihi ve Süleymaniye Medresesi İslâm Felsefesi müderrisliklerine tayin olundu. 1924 yılında Dârülfünun İlahiyat Fakültesi'nde İslâm Tarihi ve Fıkıh Tarihi müderrisi ve aynı zamanda Fakülte Sekreteri olmuştu. Ertesi yıl bu fakültede Dekanlık görevine getirildi. 1933 Üniversite Reformu'ndan önce İstanbul Dârülfünunu Edebiyat Fakültesi ile İlâhiyat Fakültesi'nde Türk Tarihi, İslâm Tarihi ve Medeniyet Tarihi dersleri vermekteydi. Milletvekilliği devam etmek suretiyle Dârülfünun'un İstanbul Üniversitesi'ne dönüşmesinden sonra da Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nde Ortaçağ Tarihi dersleri vermek üzere Ordinaryüs Profesör olarak atandı. Bu sırada Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi kuruldu ve orada da dersler verdi. Ancak Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünden sonra, Hasan Âli Yücel'in Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı döneminde (1938-1941) ya milletvekilliği ya da hocalığı tercih etmesi istenmiş; bunun üzerine Ord. Prof. Dr. Mehmed Fuad Köprülü (1890-1966) ve Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı (1888-1977) ile birlikte hocalıktan ayrıldı ve yalnız siyasetle meşgul oldu. Bununla birlikte tarihî konulardaki araştırmalarına aralıksız devam ettirdi. Mustafa Kemal'in isteği ile, 1931 yılında Türk Tarih Kurumu adını alan kurumun kuruluşundan itibaren kurucu üyesi oldu ve 1941 yılında bu kurumun başkanlığına seçilerek bu görevini vefat ettiği 1961 yılına kadar 20 yıl sürdürdü.