Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bunaltı

Demir Özlü

Bunaltı Gönderileri

Bunaltı kitaplarını, Bunaltı sözleri ve alıntılarını, Bunaltı yazarlarını, Bunaltı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yalnızım, içimde yarattığım insanla beraberim. Çok kere içimdeki insanı istediğim gibi yaptım. Ama bazen kendi başına öylesine büyüdü, güçlendi ki. Beni umutsuz ettiği zamanlar oldu. Kendimden nefret ettirdi. Unutamadım onu. Almış başını büyüyen iki başlı bir varlık. Bir üçüncü kişiye yönelen dikkatim onu da unutmak istiyor. Çaresizim, isteklerimi yapamadım, onu da unutmalıyım.
Artık anlıyorum, kişi için yalnızlıktan kurtuluş yok! Beraberliklerin, beraber olunduğu sanılan vakitlerin geçiciliğini öğrendim. Şimdi daha güvenliyim.
Reklam
Ölüm saatimiz gelince, aptalca bütün hayatımız boyunca her şeyden kaçtığımızı, çılgınlar gibi uzaklaştığımızı göreceğiz. İnsanoğlu için ne acı an. İçten olmayan bir toplumda, öz isteklerinden kaçarak sürüklenip durmuş. Fırtına bütün gücüyle esmiştir. Yağmurla uzaklara sürüklenmiş ağaç kütüklerinden ne farkımız var bizim?
Çocukluk hastalıkları gibi başlıyor bunaltı. Akşamları oturup yazılar yazıyorum; anlaşılması için. Bütün bu anlamsızlık anlaşılsın da, artık çok geç kalınmış olsa da daha iyi bir dünya kurulsun diye. Bütün bu çılgınlıkların sonunda hiçbir şey olmadığı, bu dünyada yaşamaya bile imkan olmadığı? Yalnızca yazmaya, durmadan yazmaya ihtiyacımız olduğu anlaşılsın artık. Öf, yazmaktan başka kurtuluş yoktur. İnsanoğlunun bayağılığını, her gün, yeniden, yüzüne vurmaktan başka.
Yitirilen bir daha elde edilemeyecek. Yalnız burada oturup düşüneceğim. Artık hiçbir şey yitirmedim diyebilinceye kadar.
Uykularımın ortasında sıçrayıp uyanıyorum. Göğsümü bastırıp duran, çevremde kara bir gölge gibi dolaşıp duran bilincimin ölü gözlü görüntüleri.
Reklam
Kim beni yeni, yabancısı olduğum bir dünyaya götürdü.
Birden soruyorum: aylar sonra buradayım, bu yeni şehirdeyim, ayları, günleri sayarak bekleyip durduğum bu anı yaşamanın tedirginliği miydi?
Bilmiyorsunuz; şimdi bunları anlatmak hiçbir şeyi değiştirmiyor. Gece yarısı daktilomun başında, tavan arasındaki odada oturup uzun uzun yazdıklarımın çok şeyleri değiştirmesini isterdim. Çok şeyleri. Onlarla o insanüstü gücü kazanacağımı ummuştum. Yanılmışım. -Şimdi artık hiçbir şeyi kimse değiştiremez. Yalnızlığım, yıkılmışlığım bile önemsiz. Caddelerle, kenar mahalle içki yerleriyle, geceleri sabaha kadar mavi kapılarını açık tutan kulüplerle bütün bir ömrü geçirmek mümkündür. Hepsinin üstünde ansızın anıyorum: saçları ne kadar güzeldi, beyaz ve solgun yüzü acımı arttırıyor. Ben şehrin kahvelerinde, lokantalarında yaşayan orta tabakadan insanı, birdenbire her şeyin üstünde anıyorum.
Ne korkunç bir yalnızlıktı o; onu ellerimle gören, görmeyi becerebilen gözlerimle nasıl da yitmeye bıraktım?
158 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.