1930'larin sonu Italya.Fasizm dalga dalga yükselmekte. Ikıncı Dünya Savaşı yaklaşıyor. Herkes mutsuz ve umutsuz.
Ana karakterimiz Anna ve ailesi ile komşularının, arkadaşlarının hikayesini okuyoruz bu karanlık atmosferde.
Bütün karakterler çok güzel tasvir edilmiş. Okurken adeta o karakterin kişiliğine bürünüyorsunuz.
Ağabey Ippolite,Abla Concettina,küçük kardeş Giustino,Bayan Maria....ve diğerleri adeta ailenizden biri olup çıkıyor.
Tipik Akdeniz insanları olarak özellikle erkekler çok coşkulu, taşkın fazla sıcak. Tabii ki çok duygusal olanları da var Ağabey Ippolite gibi.
Kadın karakterler ise fazla durgun görünmekle birlikte aslında içlerinde fırtınalar kopuyor ancak kaderlerine razıymış gibi görünüyorlar.Cok konuşmuyorlar ama konuştuklarında da ortalığı yıkıyorlar. Keşke içlerinden geçenleri olduğu gibi dile getirebilselerdi. Belki de daha mutlu olurlardı.
Savaşın ,yıkımın , bir aileyi bir ülkeyi, bir toplumu ne hale getirdiğinin gerçekçi, yalın ve güzel bir anlatımı. Ilk kez okudugum bir yazar. Radarima takıldı. Artık bütün kitaplarını okurum.