Gökteki sönük yıldızını kendi eliyle oradan düşürmüştü. Şimdi izi bile kalmamış, gökyüzünün karanlığına karışmıştı. Yıldızını bir daha yerine koyamazdı, çünkü yaşam insana bir kez verilirdi, yinelenmesi olanaksızdı.
Yaşamda böyle... İnsanlar gerçeğin peşinde iki adım ileri, bir adım geri giderler. Yaşamın acıları, yanılgıları, sıkıntıları onları geriye atar ama gerçeklik sevgisi, direnç irade ileriye hep ileriye sürükler. Sonunda neler olacağını kim bilir? Böyle böyle gerçeğe ulaşacaklardır.
İnsanoğlunun daha üstünü tadamayacağı iki çeşit mutluluk vardır. Biri yaşamın özünü kavramaya çalışarak özgür ve derin düşünmek, ikincisi de dünyanın hır gürüne boş vererek yaşamak. İnsan demir parmaklıklar arkasında bile mutlu olabilir.