Orhan Veli böyle yazmayı nerden öğrendi? Yazma süreci hatta şöyle diyelim baharın kokusunu burnumuzda ya da deniz suyunun serinliğini ayaklarımızda hissettirecek şekilde yazmak sonradan mı öğrenilir yoksa Tanrı vergisi mi? Her iki durumda da Orhan Veli'yi ana dilinde okuyabildiğimiz için minnet doluyum.
Kısacık öyküler var bu kitapta. Kısacık ama Orhan Veli'nin bu hikayelerin içine hayatı sığdırdığı. Hani denir ya: 'tam kıvamında.' Düşünsenize 3 sayfa yazıyor ama içine mükemmel geçen bir günü, denizin verdiği huzuru, üç masalı meyhanedeki rakı masasını, baharın gelişini gözlerimizin önüne seriyor. Gün doğuyor, insanlar sohbet ediyor, kediler baharı kutluyor, gün batıyor. Yüzümüzde bir güzel tebessüm ve açan çiçeklerin mis kokusu burnumuzda kalıyor. Ne iyi ettin de yazdın Orhan Veli. Ne iyi ettik de sevdik seni.
Var mı Orhan Veli'den şunu okudun mu, mutlaka oku dedikleriniz? Yolu Orhan Veli'den geçen herkesin onun güzelim öyküleri gibi mis bir gün olsun. Aydınlık yarınlarınız olsun, güneşe uyanalım, güneşin o muhteşem renklerinde veda edişini izleyelim deniz kenarında otururken, gittiğimiz minik tatil kasabasında anılar biriktirelim. Hem zaten yaza ne kaldı şunun şurasında?
Orhan Veli Kanık ‘ın ilk ve tek öykü kitabı. Kitapta kendisine ait 6, çevirmenliğini yaptığı 1 öykü bulunmaktadır. Öyküler daha çok “Öykü yazabiliyor muyum bir bakalım.” Düşüncesiyle kaleme alınmış gibi. Nitekim bana yavan geldi. “Denize Doğru” ve çevirmenliğini yaptığı “Yaşasın Aşk William Sorayan” öyküleri oldukça güzel. Özellikle 
