Bütün Şiirleri

Konstantinos Kavafis

Bütün Şiirleri Posts

You can find Bütün Şiirleri books, Bütün Şiirleri quotes and quotes, Bütün Şiirleri authors, Bütün Şiirleri reviews and reviews on 1000Kitap.
Bir duvara ... ya da düştüm demişti Ama belki da başka ... O yaralı o sargılı omzunu ... Sert bir ... yapınca yakından görmek ... raftaki resimleri almak için sargı çözüldü. kan aktı biraz. Omzunu sardım tekrar yavaş yavaş; yakmıyordum hiç canını ve hoşuma gidiyordu kana bakmak. Aşkımın bir parçasıydı o kan. Bir kanlı bez buldum o gidince oturduğu sandalyenin yanında çöplere atılacak bir paçavra: böyle tuttum uzun bir süre aşkın kanı dudaklarımın üzerinde. *... işareti okunamayan kelimeleri gösteriyor.
Sayfa 282
GİZLİ Yaptıklarıma, söylediklerime bakıp Tanımaya kalkışmasınlar beni. Dönüştüren engeller vardı Hayatım ve eylemlerimi. Engeller vardı, beni durduran, Ne zaman konuşmaya kalkışsam. Ancak belli belirsiz davranışlarımda Ve örtülü yazılarımda Yalnızca bunlarda anlayabilirler beni. Ama gereksiz de olabilir, beni anlamak için Katlanılan bunca sıkıntı, bunca çaba. Gelecekte daha kusursuz bir toplumda Benim gibi yaratılmış başka biri Hiç kuşkusuz ortaya çıkacaktır Ve özgürce yaşayacaktır.
Sayfa 271
Reklam
DÜŞMANLAR Konsül'ü selamlamaya geldi üç sofist. Yanına oturttu Konsül onları. Terbiyeli, iyi yürekli konuştu onlarla. Dikkatli olmalarını söyledi gülümseyerek: "Kıskançlıklara yol açar ün. Rakipler yazarlar. Düşmanlarınız var." Ciddiyetle yanıtladı bu sözleri aralarından biri: "Bize hiçbir zarar veremez bugünkü düşmanlarımız. Daha sonra gelecek bizim düşmanlarımız, yeni sofistler. Bizler yaşlı mı yaşlı, tiridi çıkmış, yatalakken, Hades'i boylamışken hatta kimimiz, tuhaf (hatta gülünç) görünecek bugünkü sözlerimiz, çünkü değiştirmiş olacak düşmanlar, üslup ve eğilim olarak sofizmi, tıpkı benim gibi, ve tıpkı onlar gibi, biz de kaç kez, kaç kez yeniden kurduk geçmişi. Neyi güzel ve neyi doğru diye sunduysak biz anlamsız ve gereksiz olduğunu ileri sürecek bunların düşmanlar; başka biçimde (ve kolayca) söyleyerek aynı şeyleri. Bize nasıl yeni bir biçimde söylediysek eski sözleri.
Sayfa 261
DÜŞMANLAR Konsül'ü selamlamaya geldi üç sofist. Yanına oturttu Konsül onları. Terbiyeli, iyi yürekli konuştu onlarla. Dikkatli olmalarını söyledi gülümseyerek: "Kıskançlıklara yol açar ün. Rakipler yazarlar. Düşmanlarınız var." Ciddiyetle yanıtladı bu sözleri aralarından biri: "Bize hiçbir zarar veremez bugünkü düşmanlarımız. Daha sonra gelecek bizim düşmanlarımız, yeni sofistler. Bizler yaşlı mı yaşlı, tiridi çıkmış, yatalakken, Hades'i boylamışken hatta kimimiz, tuhaf (hatta gülünç) görünecek bugünkü sözlerimiz, çünkü değiştirmiş olacak düşmanlar, üslup ve eğilim olarak sofizmi, tıpkı benim gibi, ve tıpkı onlar gibi, biz de kaç kez, kaç kez yeniden kurduk geçmişi. Neyi güzel ve neyi doğru diye sunduysak biz anlamsız ve gereksiz olduğunu ileri sürecek bunların düşmanlar; başka biçimde (ve kolayca) söyleyerek aynı şeyleri. Bize nasıl yeni bir biçimde söylediysek eski sözleri.
Sayfa 259
Bütün kış Atreusoğullanı'nın damına oturup bakmıştı Gözcü. Hoş şeyler söylüyor şimdi: Görmüş uzakta yanan ateşi; çok seviniyor: Ve birden sona eriyor yorgunluğu. Zordur, orada durup gece ve gündüz, soğuk ve sıcakta, ateşi görmek için uzak Aralineon'a bakmak. İstenen nokta göründü şimdi. Mutluluk gelir gelmesine ama umduğumuzdan da azdır birlikte getirdiği sevinç. Ama gene de bir şey kazandık: Bilge olmaya gerek yok. gördüğüne göre ateşi Gözcü, Atreusoğlu olmadan da yapabilir pekâlâ Argos." Ölümsüz değil, kalıcı değildir evler. Bir sürü şey söyleyecek bir sürü insan: Dinleyelin bakalım. Ama aldataniayacaklar bizi Büyük'ü, Biricik'i, En Gerekli'yi göklere çıkartarak. Her zaman bulunur, hemen bulunur bir başka En Gerekli, bir başka Biricik ve bir başka Büyük.
Sayfa 258
Şimdi bir şey olacak, sonra başka bir şey; daha sonra, (sanırım) bir iki yıl içinde gene aynı şeyler olacak, davranışlar gene böyle. Hayal etmeyeceğiz uzak bir "sonra"yı; daha iyiye ulaşmak için çırpınacağız yalnızca. Ve berbat edeceğiz her şeyi böyle uğraştıkça. İşleri karıştıracağız, karmakarış olacak her şey, çıkmaza saplanacağız. Artık o zaman duracağız. Şimdi tanrıların işe karışma zamanıdır. Tanrılar gelirler her zaman. İnecekler mucizeleriyle birlikte; kimilerini kurtacaklar; kimilerini yokedecekler hışımla sahneden. Ve çekip gidecekler sağladıktan sonra böyle düzeni. - Ve ardından bir şey yapacak biri, öteki başka bir şey. Başkaları yapacak sonra kendi şunlarını, kendi bunlarını. Ve başlayacağız yeniden.
Sayfa 253
Reklam
Mutlu muyum, mutsuz muyum hesaplayamıyorum bunu. Yalnız, her zaman aklımda hep aynı şey var- içinde bunca sayı olan bu büyük toplamada (nefret ediyorum onların toplamalarından) yer almıyorum ben bir yığın sayının arasında. Sayılmıyorum ben toplamanın içinde. İşte bunun sevinci yeter bana.
Sayfa 248
SALOME Altın tepside getirdi Vaftizci Yahya'nın başını Salome, aşktan habersiz genç Yunan sofiste. "Senin başını istemiştim Salome"der genç adam. Söyler bunu şaka niyetine. Ve koşarak gelen bir köle ertesi gün Sarışın başını getirir sevgilisinin, altın bir tepside. Ama unutmuştur dünkü istediğini artık çalışmalarına dalmış olan sofist. Görür ve tiksinir, damlayan kanları. "Götürün hemen şu kanlı şeyi" diye buyurur ve devam eder okumaya Planton'un diyaloglarını.
Sayfa 243
Gecenin ortasında, tutarsız ve bozgundan ruhum. Onun dışında, dışında geçiyor yaşamım. Ve bekler hiç gelmeyecek tanı. Ve ben, onun içinde ve onunla birlikte, yıpranırım ve canım sıkılır.
Sayfa 241
Yokedilmez hiçbir hayat. Ve şunu bil ki ne doğan var, ne de ölen, hiçbir zaman.
Sayfa 240
Reklam
BAŞARISIZLIĞA UĞRAYAN Aşağılara yuvarlanır başarısızlığa uğrayan, nasıl da zor öğrenecektir yoksulluğun yeni dilini, yeni davranışlarını. Nasıl gidecek o yabancı, düşük evlere!- nasıl bir yürekle geçecek sokaklardan ve nerede bulacak zile dokunacak gücü kapıya varınca. Bir dilim ekmek için, sığınacak bir ev için nasıl hoşnut edecek, nasıl karşılayacak kendisine istenmeyen bir yükmüş gibi bakan o soğuk bakışları! Nasıl dinleyecek o her sözcüğü kulak tırmalayan lafları- ama gene de vurdumduymaz gibi davranmalı insan, bir şey anlamaz bir budala gibi yapmalı.
Sayfa 232
"Çekip gidiyorum, gidiyorum. Tutmayın beni. Tiksinti ve sıkıntının kurbanı oldum burada."
Sayfa 231
Ama, batmışım bi kez, gözü kör olsun feleğin. Vaziyeti kurtarmaya çalışıyorum, zavallı ben
Sayfa 183
DEĞİŞTİRMEDEN ONLARI ZAMAN Çok üzülmüşlerdi ayrıldıkları zaman. İsteyerek değildi; koşullar yüzündendi bu ayrılık. Geçim derdiyle uzaklara gitti biri- Newyork'a ya da Kanada'ya Eskisi gibi değildi aşkları hiç kuşkusuz; yavaş yavaş azalmıştı sevdanın cazibesi, azalmıştı çok azalmıştı sevgileri. Ama ayrılmak mı? Hiç mi hiç düşünmemişlerdi bunu. Koşullar yüzündendi. - Bir sanatçı gibi mi davranmıştı o anda onları ayıran Talih yoksa duyguları sönmeden önce, zaman onları değiştirmeden; biri öteki için hep aynı kalacak her zaman: Yirmi dört yaşımda bir ay parçası, bir civan.
Sayfa 140
698 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.