Kitap, şairin sürgünlerle, hapishanelerle, eylemsel ve düşünsel mücadelerle geçen hayatını kendisinin anlatmasıyla başlıyor.
40'lı yılların bireyci şairlerinden ziyade toplumcu kategoride yer alışının nedenleri, etkilendikleri, etkiledikleri tanınmış, bilinen edebiyatçılarla oluşan çevresi önsözde belirtilmiş ve şiirlerine de nasıl nüfuz ettikleri aşikar bir biçimde belli oluyor.
Cansız bir nesneyi bile yerinde oynatan nasıl müzikler varsa; şairin şiirlerinin genelinde eşitlik, kardeşlik, sömürü, yoğun mücadele, fedakarlık temalı dizeleri o kadar canlı, o kadar ritmik ki; okurken bile okuyucuya ciddi bir enerji veriyor. Kelimelerle savaşı o kadar kavga yüklü ki, içinizde haksızlıklara, eşitsizliklere dönük bir isyan patlaması yaratabilir.
İyi okumalar...