Okuyan Atatürk
1930'lu yıllar... Atatürk, Cumhurbaşkanı...
Özel kalem müdürü olarak, hayatı boyunca Atatürk'ün yakınında bulunan Hasan Rıza Soyak, bir görevle gittiği İstanbul'dan Ankara'ya döner dönmez hemen Köşk'e koşar.
Çalışanlara, Atatürk'ü sorar.
Çalışanlar, biraz kaygılı,
"İki gün, iki gecedir sürekli okuyor; birkaç kere banyo yapıp şezlongda dinlendi, o kadar..." der.
H. Rıza Soyak, Atatürk'ün yatak odasına koşar hemen.
Kapıyı çalıp açtığında Atatürk'ü elinde kitap, yatağın ortasında otururken bulur.
Atatürk'ü, daha önce de, defalarca yatağında bağdaş kurmuş, kitap okurken gören H. Rıza Soyak için, yadırgatıcı bir durum değildir bu.
Tuhaf olan, Atatürk'ün sağında solunda, atılmış gibi duran, mendil büyüklüğündeki, ince, beyaz kumaş parçalarıdır.
H. Rıza Soyak, merak içinde,
"Paşam, bunlar nedir?" diye sorar.
Atatürk, okuduğu kitaba o kadar dalmıştır ki,
"Bu mu? Kitap... Elime bir kitap geçti, bilmem ne kadar zamandır okuyorum," der.
H. Rıza Soyak,
"Hayır... Ben o beyaz kumaş parçalarını..." deyince, Atatürk gülerek karşılık verir:
"Onlar mı? Okurken sık sık gözlerim yaşarıyor... Fakat onun da çaresini buldum. Beyaz bir tülbent alırdım, parça parça kestirdim; yaşardıkça gözlerimi siliyorum."