Dünya ne edersen o şeyin edildiği yere dönüşürmüş ya. Çileye durursan mahpushaneymiş, güler oynarsan oyun eğlence yeri ama dönüşebilirmiş de çöplüğe ona öyle davranırsan. Ya da eğersen boynunu teslim olup, secdeye varırsan, mescide dönermiş.
Sonra sonra bir gün iki gün derken, yürümeyi öğrenmiş, alışmış, bacağının gücüne ikna olmuş, yerin düzlüğüne, tümseğin eğimine, dağın yüksekliğine, çimenin yumuşaklığına ikna olmuş, yürümeyi öğrenmiş…
Siz burada yiyerek içerek yaşıyorsunuz. Ama hayatınızda güzellik yok. İncelik yok. Biz de size kıyamadık. Düşündük, taşındık. Size para versek, ne alacaksınız o parayla. Bir şey üretmiyorsunuz.