En Beğenilen Büyük Ressamlar - Degas kitaplarını, en beğenilen Büyük Ressamlar - Degas sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Büyük Ressamlar - Degas yazarlarını, en beğenilen Büyük Ressamlar - Degas yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitapla işgili sorunum basım yüzünden. Eserleri güzel ve canlı görmek aynı zamanda bilgi edinmek için aldım kitabı fakat eserleri iki sayfa arasına bastıkları için katlanma yerinde kalıyor ve hiçbir şey görülmüyor. Böylece bu kitabın da bir anlamı kalmış olmuyor.
Degas'ın modellerinden birinin bir arkadaşına Degas hakkında şöyle dediği söylenir: 'O tuhaf bir beyefendi - poz verme seansımın dört saatini saçlarımı tarayarak harcadı.'
Degas 1882'deki sergi dışında bütün Empresyonist topluluğu sergilerinde resimlerini sergilemiştir. Degas da tıpkı Empresyonistler gibi hareketi yakalama, bir sahneyi tıpkı bir fotoğraf makinesi gibi gözlemleme, anlatılması gereken özel bir hikâye olmadan hayatı “fotoğraf karesi” gibi gösterme arzusuna sahipti. Hepsinden önemlisi modern Paris hayatında gözlemlediği şeyleri olduğu gibi resmetmiştir: Çamaşırcı kadın, bale dansçısı, şarkıcı, at binicisi.
Manet ve Degas ilk defa Louvre'de Degas galeride bir sanat eserini kopyalarken karşılaşmıştır. Manet, Degas'a yaklaşmış ve ön karalama yapmadan iğneyle direkt olarak hazırlanan levhaya çizdiğini görünce şaşırmıştır. Söylentiye göre Manet şöyle demiştir: "İyi cesaret etmişsiniz, bu yöntemle bir sonuca varırsanız şanslısınız." İkili iyi arkadaş olmuşlardır. Manet'in Degas üzerinde büyük bir etkisi vardır. Manet eski okulun üzerine realistlikle giden bir nevi kahraman olarak görülüyordu: Paris hayatı, portreleri böylesine gerçekçi bir yansımaya hazırlıklı olmayan toplumu sarsmıştır.
Auguste de Gas çekirdekten yetişme bir bankacıydı ama sanata, özellikle de müziğe ve tiyatroya oldukça ilgi duymaktaydı ve genç Edgar'ın sanata olan ilgisini destekliyordu. Edgar Hukuk Fakültesine girse de kısa süre sonra resim yapmak için bu alanı terk etti. 1855'te resim yapmayı öğrenmek için École des Beaux Arts'a katıldı, ama zamanının büyük bir bölümünü büyük İtalyan eserlerini araştırdığı Floransa ve Napoli şehirlerindeki akrabalarını ziyaret ederek geçirdi. Çizimin resim yapmanın temeli olduğuna inanarak geliştirdiği eserlerinin Leonardo da Vinci ve Michelangelo gibi büyük Rönesans sanatçılarının tekniklerine uyması bekleniyordu.
Degas birçok Empresyonist ile aynı sergide olmasına rağmen kendi tarzı ile diğerlerinin tarzı arasında önemli farklılıklar vardır. Örneğin, en plein air (açık hava) adlı resim yapma şekli Monet'e göre Empresyonizmin merkezinde bulunuyordu. Monet bunu sahnenin doğrudanlığını yakalamanın ve ışık ile renk nüanslarını değiştirmenin tek yolu olarak görüyordu. Degas ise şöyle diyerek farklılaşıyordu: "Şövaleleriyle ortalığı karıştıran adamlardan bahsetmeyin bana... Beyaz tuvallerinden oluşan zırhlarının arkasına saklanan budala ahmaklar..."
Degas, Ingres'i idolü olarak görmüştür. İlk karşılaştıklarında Ingres yetmişlerindeydi ve Degas genç bir adamdı. 1855 Paris World Fair'de Ingres'in "The Bather" resmi yoktu çünkü resmin sahibi olan Edouard Valpinçon resmi ödünç vermeyi reddetmiştir. Kendisini ikna etmeye çalışan Degas'ın yalvarmalarından etkilenen Valpinçon, Degas'ı Ingres'le tanıştırmıştır. Degas, Ingres'e ressam olmak istediğini söylemiştir ve tavsiyesini bir ustadan almıştır: “İster içinden gelen ister doğaya ait olan çizgi, bir sürü çizgi çiz, böylece iyi bir sanatçı olursun.” Degas bu tavsiyeyi önemsemiştir ve Ingres ile tanışmasını her yerde anlatmıştır. Degas'ın eserleri etrafındaki modern dünya ile ilgili olsa da Ingres figürlerine özgü klasik çizgilere çok şey borçludur.