Yazarın çok sayıda polisiye romanı varmış, bu kitap benim kalemi ile tanışma kitabım oldu. Polisiye okumayı özellikle de Türk polisiyesi okumayı çok seviyorum. Favorim Ahmet Ümit idi ama sanki gönlümdeki yeri biraz sarsılır gibi oldu.
Başkomiser Fatih Korkmaz kaçakçılık şubesinde çalışmakta, tarihi eser kaçakçıları ile dişli mücadeleler vermektedir. Ama onun gönlü cinayet soruşturmalarındadır. Tarihi eser kaçakçılığı ve kaçırılan eserlerin iadesi ile ilgili Erzurum'a bir seminere giden başkomiser oradan Erzincan' a başsavcı dayısını ziyarete gider ve kendisini bir cinayet soruşturmasının içersinde bulur. Bu cinayeti çözmek için pratik zekası ve iyi gözlem yeteneği ile büyük başarı gösterir. Üstelik daha önce işlenmiş bir cinayeti de açığa kavuşturur.
İstanbul'da başlayıp Erzurum, Erzincan, Ankara, Konya ve Trabzon ayakları ile harika bir polisiye romandı okuduğum. Fatih Korkmaz ile il il gezip onunla birlikte kafa yordum, heyecan ve merak içerisinde okudum
Anlatım dili olarak sade ve akıcı bir üslubu var. Yazarın diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum.
Polisiye bir roman olmakla birlikte özellikle tarihi eser kaçakçılığı, ülkemizin, topraklarımızın milli değerlerinin bu şekilde yurt dışına aktarılması; çoğunun geri getirilmemesi, getirilenler için ise yüksek meblağlar ödeniyor olmasını, kazı alanlarının güvenliğinin sağlanmıyor olmasını vurguluyor.