Buzul Çağının Virüsü
Vüs'at O. BenerBuzul Çağının Virüsü Gönderileri
Buzul Çağının Virüsü kitaplarını, Buzul Çağının Virüsü sözleri ve alıntılarını, Buzul Çağının Virüsü yazarlarını, Buzul Çağının Virüsü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allı pullu bir yemeni göndersene bana. Bende dursun. Gerekirse silerim gözyaşımı.
“Bizim oralarda, gönlü kaydı mı kızın oğlana, ‘babamdan iste,’ ya da, ‘kaçır beni,’ der. Bilmez nedir flört mlört. Oğlan da, çok çok, allı pullu yemeni yollar, ‘köylü güzeli’ sevdiğine. Alfabeyi sökmüşlerse, ağaç kovuklarına, ‘seviyorum Osman, kurban olayım, dayanamıyorum gayri’, ‘ben de seni mor menevşem, sabret askere gideyim, tezkere bırakayım, başlık parasını denkleştireyim’ –ölme eşeğim ölme– yazılı pusulacıklar bırakırlar. Hercai değil..."
“Hakkın yoktu bu kadar zalim olmaya.”
“Selamünaleyküm!”
Oralı olunmadı. Heyhat, ciddi dargınız demek. Bozulacağıma merhabamı kendim alayım.
“Ve aleykümbonjour!”
Hadi buna da surat salla bakalım. Bir elini kapadı ağzına. Yaa!
“How are you?”
Kekeliyor.
“Te-te Thanks. Et vous?”
“Moi? ô, là, lâ! Comme-ci, comme-çâ!” Arkası yok.
Ölümden öte köy yok!
“Sigarayı bırakmayı düşünüyorum da..” İyi. Bana ne yani bundan.
“Masamın gözünde var. Yakın bir tane, ben de dumanından faydalanayım.”
Öf, inse artık perde, bitse şu can sıkıcı güldürü.
Yaşlanınca çocuklaşıyor insan, derlerdi de inanmazdım.
"Sayenizde neler öğreneceğim daha kim bilir?”
"Estağfurullah. Yaş meselesi. Biz eski kuşağız.Hoş görün.”
“A, o nasıl söz. Size de yaşlı denirse artık. Bilakis..”
Uzadı ha, bu incelik yarışı. Yeter.
Benim dinimden, mezhebimden size ne? Enelhak! var mı bir diyeceğiniz. Tanrıtanımaz’mışım, ne biliyorsunuz, belki, ‘O’ beni tanıyor!
Oh be! Yaşamak güzel! Biraz da şaka. Ben de dut gibi âşıkım epeyidir, ne sandın. Biz de odundan yaratılmadık ya!
Orta şekerli bir kahve, ardından iki demli çay, hâlâ kafam bozuk.
Her yazı bir yaratmadır, doğru, eğri, iyi, kötü. Yazarına saygılı olmak gerekir.
Ne demiş Napoléon Bonaparte: ‘İki büyük güç var dünyada, akıl ve kılıç. Kılıç örgütlendiremez, akıl da savaşamaz. Ama yönetmek ve savaş kazanmak demek, kılıç gücünü örgütlendirme dehasına sahip olmak demektir.’