Çağdaş İslami Siyasi Düşünce

Hamid İnayet

Çağdaş İslami Siyasi Düşünce Quotes

You can find Çağdaş İslami Siyasi Düşünce quotes, Çağdaş İslami Siyasi Düşünce book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
"Tarihçiler" der, "Peygamber'in savaşlarına öyle önem verdiler ki insanlar, Peygam­ber'in Arabistan 'daki devriminin şiddet ve kanla gerçekleştirildiğine dair bir yanılgıya kapıldılar. Oysa bu savaşlarda her iki taraftan 1000-1200 kadar insan öldü ... Dünya devrim tarihine şöyle bir baka­cak olursanız bu devrimin 'kansız bir devrim' olduğunu teslim etmek zorunda kalırsınız.
İslam, kadı­nı, çoğalmak ve şehevi arzuların aracı gören mirasla; ona sınırsız özgürlük sunan Batı geleneği arasında denge kurar. İsliim, kadını; hem erkeklerin şehvetine esir olmaktan hem de Batı uygarlığının onu, çıplaklaştırmasından kurtarır. Bu arada ona, yeteneklerini ge­liştirip uygulayabileceği imkanları hazırlar.
Reklam
Şiiler, İslam tarihinin Raşid Halifeler döneminden sonrasının çoğunlukla acı bir hikaye olduğunda Sünnilerle müttefiktirler. Ancak, Sünniler için tarihin o zamandan beri süren akışı ideal devletten uzaklaşan bir akışken, Şiiler için bu akış, ideal devlete doğru bir akıştır:
Sayfa 51 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Ğadir-i Hum
Azınlığı oluşturduğu bilinen bir grup Müslüman, Peygamber’in aslında halefini daha önceden belirlediğine, bu halefin, Peygamber’in damadı ve amcazadesi Ali olduğuna inanırlar. Onlara göre bu belirleme Peygamber’in veda Haccı dönüşünde, Hicret’in 11. yılında Zilhicce’nin 18’inde Ğadir-i Hum adlı bir mevkide gerçekleşmiştir.
Sayfa 19 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Atatürk'ün Halifelik hakkında düşüncesi....
«Tarihe dönüp hakikatlere bir göz atalım. Araplar Bağdat’ta bir Halifelik kurdular. Ayrıca Kurtuba’da da bir başkasını kurdular. Ne İranlılar ne Afganlılar ne de Afrika Müslümanları İstanbul Halifelerini tanımadılar. Bütün Müslüman Milletler üzerinde dini otoritesini icra eden tek bir Halife fikri kitaplarda kalmıştır. Realiteyi yansıtmaz. Halife Müslümanlar ürerinde hiç bir zaman Papanın Katolikler üzerinde icra ettiğine benzer şekilde bir otorite icra edemez.
Sayfa 102 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Suudi Arabistan, Libya, Pakistan ve İran İslam Cumhuriyeti devletlerinin hepsi İslami devlet oldukları yolunda aynı derecede geçerli iddialara sahiptirler. Ancak bu durum, hepsinin benzer İslami özel ya da ceza hukuku sistemlerini benimsemeleri sonucunu vermemiştir. Bu, Kur’an’daki, hırsızlığa verilen el kesme cezası konusundaki farklı uygulamalarda kendini belli etmektedir.
Sayfa 126 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Reklam
Atatürk'ün Halifelik hakkında düşüncesi....
«Peygamberimiz ashabını dünya milletlerini İslam’a kazandırmak için yetiştirdi. Onlara, bu ulusları bir yönetim altında toplamalarını emretmedi. Böyle bir fikir onun aklından bile geçmedi. Hilafet, hükümet ve idare anlamına gelir. Gerçekten işlevini icra etmek isteyen, bütün Müslüman ulusları yönetmek, hükümet etmek isteyen bir Halife şaşkına döner. Bunu nasıl başaracaktır? İtiraf etmeliyim ki bu şartlarda beni Halife olarak tayin etseler hemen istifa ederdim.»
Sayfa 102 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Şerif Hüseyin'in Kendisini Halife ilan etmesi
Mart 1924'te Türkiye’de Hilafetin ilgasından sonra kendisini Müslümanların Halifesi olarak ilan ettiğinde ona sadece Irak, Hicaz ve Doğu Ürdünlü temsilciler bağlılık sözü verdiler. Hindistan ve Mısırlı Müslümanlar, İngiliz ajanı olduğu gerekçesiyle onu reddettiler.
Sayfa 133 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
Vahhabilik İslam’ın başlangıcından bu güne Şiilik için en köktenci tehdit olmuştur. Sünnilerin çoğunun endişelendiği ve kınadığı bir azınlıkla sınırlı kalmakla birlikte, aşırılıkları, Şiilerin kutsal saydığı yerleri tahrib etmeleri Şiiler arasında öfkeye neden oldu.
Sayfa 80 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
İslami ve klasik Batılı eşitlik anlayışları arasındaki fark kısmen bu iki kültürün siyasi terminolojisinde de görülmektedir. Kur’an İnsanı, inançlarına ve siyasi tavrına bakmaksızın ele almaktadır. Ancak ‘vatandaş’ anlamında bir kelime yoktur Kur' an’da. Müslümanların modem çağlarda bu kavramın için yeni terimler icad etmek zorunda kalmalarının nedeni de budur: Arapça’daki muvatin, Farsça’daki şehr-vend ve Türkçe’deki vatandaş terimleri hep yeni terimlerdir.
Sayfa 236 - Yöneliş Yayınları - 3. baskı Ocak 1995Kitabı okudu
38 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.