Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağdaş Sinemanın Sorunları

André Bazin

Çağdaş Sinemanın Sorunları Sözleri ve Alıntıları

Çağdaş Sinemanın Sorunları sözleri ve alıntılarını, Çağdaş Sinemanın Sorunları kitap alıntılarını, Çağdaş Sinemanın Sorunları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Arı sanat (arı şiir, arı resim vb.) kavramı anlamsız değildir, tanımlaması itirazı kadar güçlü olan estetik bir gerçeğe dayanır.
Bir sanatın halk tarafından tutulması artık gitgide bu sanatın coğrafi yayılma yeteneğine ve ulaşabildiği insan sayısına bağlı olmaktadır.
Reklam
Sinemanın bulucularının sinemayı ancak bir oyuncak saydıklarını, sinema endüstrisinin de birkaç yıl panayır barakalarında Dupuytren müzelerinin ve denizkızlarının yanına sığındığını hatırlayalım.
Sinema, görüntünün plastik içeriği kadar kurgunun kaynaklarıyla da seyirciye, anlattığı olayın yorumlamasını kabul ettirmek için bütün bir işlemler deposunu elinde bulundurmaktadır.
Kültür yönünden sinemanın önemi, gerçekte sinemanın -radyoyla, basınla, afişle birlikte- kentli halkın bütünü ve taşra halkının gittikçe artan çoğunluğu için sanatla ilişkilerinin hemen hemen tümünü meydana getirmesidir.
Doğruyu dile getirmek, gerçeği, bütün gerçeği, yalnızca gerçeği göstermek belki de saygıya değer bir istektir. Bu kadarla kaldığı takdirde, bu istek töre alanını aşmaz. Sinemada ancak gerçeğin gösterilmesi söz konusu olabilir. Estetik sorun bu gösterişin araçlarıyla başlar. Omuz çekimindeki ölü bir çocuk, genel çekimdeki ölü çocuk değildir, renkli filmdeki ölü çocuk da değildir. Gerçekte gözümüzün, dolayısıyla bilincimizin gerçekteki ölü çocuğu görmekte kendine özgü bir tarzı vardır ki, bu, görüntüyü perdenin dik dörtgeninde kesen alıcının görüş tarzı değildir. Demek ki "gerçekçilik" bize sadece bir cesedi göstermekle değil, doğal algılamanın bazı fizyolojik ya da zihinsel verilerine uyan ya da daha doğrusu bunun eşdeğerlerini yeniden sağlayan koşullardadır.
Sayfa 81 - bilgiKitabı okudu
Reklam
Welles ile Renoir sadece zamanlarının ilerisinde bulunuyorlardı; sinema anlatımını zenginleştiriyorlardı. Filimleri kötü yazılmış, çapraşık ya da karanlık değildi, ama söyledikleri henüz söylenmemişti.
Öğretici müzik yoktur ama astronomi kadar cebiri de ya da deneysel ruhbilimi de ele alan bir bilimsel sinema vardır. Bu gerçek bazan unutuluyor, çünkü sinema nicelik yönünden şimdiye kadar çoğunlukla her şeyden önce estetik biçimlerde ortaya çıkıyor. Bu bir boş film kilometresi sorunudur: Bir metrelik teknik filme karşılık yüz metrelik öykülü film çevrilmektedir. Bu tıpkı dilin onda dokuzunun roman ya da tiyatro oyunu yazmakta kullanılması gibidir.
Nihayet S.M. Eisenstein'ın yarattığı ve anlatılması yukarıdakiler kadar kolay olmayan çarpıcı kurgu, kabaca şöyle tanımlanabilir: Bir görüntünün anlamının, mutlaka aynı olaya bağlı olması gereği bulunmayan bir başka görüntüye yaklaştırılarak pekiştirilmesi. Genel çizgi'de boğanın görüntüsünü havai fişeğin izlemesi gibi.
Foku avlayan Nanook önünde Flaherty için önemli olan, Nanook ile hayvan arasındaki ilişkidir, bekleyişin gerçek değeridir. Kurgu zamanı anlatabilirdi, Flaherty ise bize beklemeyi göstermekle yetinmektedir; avın süresi görüntünün özünün ta kendisidir, gerçek konusudur. Bundan dolayı filimde bu sahne tek bir çekimden meydana gelir. Bundan ötürü bu çekimin bir "çarpıcı kurgu'dan çok daha heyecanlandırıcı olduğu inkâr mı edilecektir?
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.