Bizler ilk hatıralarımızı insanlığın erken dönem maceralarını sakladığı gibi saklarız: Mitos olarak. Eğer bu karanlığı, aydınlatmak ve ortadan kaldırmak yerine elimizden geldiğince dokunulmadan bırakma isteğine eğilim gösteriyorsak, bu kuşkusuz sadece bir ruh tembelliği değil, aynı zamanda uysal bir ürkekliktir. Mitosu analiz etmek her zaman da güzel bir görev değildir; söz konusu şey kendi çocukluğu muzun mitosu olsa da. Onun saygıyla izini sürmek, mahvetmeden aydınlatmak ise tamamen başkadır. Çocukluk mitosu hassas bir malzemedir. Ah, keşke hatıraları en ince ayrıntısına kadar incelerken bile onların bütün büyüsünü koruyan Proust gibi zarif ve kusursuz bir zihne sahip olabilsek ...
İyidir uzun uzun düşünmek
Yitirilen hakkında bir şeyler söylemek için
O uzun çocukluk-öğle sonraları hakkında
Bir daha hiç geri gelmeyen -peki neden?
Hala uyarıyor bizi: belki bir yağmurda,
Ama artık bilmiyoruz, bu ne demek;
Bir daha asla öylesine dolu olmadı yaşam
Karşılaşmalarla, yeniden görmelerle ve devam etmelerle ...
Bize hiçbir şey olmadığı o zamanlardaki gibi, sadece
Bir nesneye ya da bir hayvana olandan başka:
Yaşıyorduk o zaman, insani olanın kendisini yaşadığı gibi
Ve doluyorduk ağzımıza kadar figürlerle. "
Hatırlamak her zaman faydalıdır; insan bunu ne kadar genç yaparsa o kadar iyidir. Geçmişte kalan şeyler berraklaştıkça, kapalı gelecek hakkında bile bir şeyler öğrenilebilir. Çünkü kendimizi, bize doğru yavaş ya da hızlı adımlarla yaklaşmakta olan ve inançla selamladığımız dünya tarihini değiştirecek şeylere layık ve erişkin gösterebiliriz, şayet krizden doğan bir panik içinde geçmişte kalan her şeyi paramparça etmek yerine köklerimizi açığa çıkarmayı başarırsak.
İnsan, ruhla nefis arasında titreyen bir varlık olarak, şehvetiyle en yüksek sorumluluklar ikilemi içinde nasıl oradan oraya çekiştiriliyor; sanki içindeki hayvanla içindeki Tanrı savaşıyor; vücutla ruh, hantal olanla kanatlı olan...
Önce Man ailesine bır bakalım ne derseniz
20". yüzyılın en önemli Alman yazarlarından biridir.
Thomas Mann Özellikle romanları ile tanınmakla beraber, edebiyat alanında verdiği eserler yanı sıra, toplumsal eleştirileri ile de öne çıkmıştır. 1929 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü kazanmış, 1933'te Nazilerin iktidara gelişinin ardından önce