Çağlayanlar Sözleri ve Alıntıları

Çağlayanlar sözleri ve alıntılarını, Çağlayanlar kitap alıntılarını, Çağlayanlar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kalk elini elime ver... Benden bir şey mi istiyorsun? Ne vereyim sana? Uğrunda viran ve perişan oldum. Değerimi sarf ettim. Kanımı harcadım. Bir şeyim kalmadı. Benden artık bir şey isteme. Kara toprağı yağmurlarıyla dirilten mavi bulutlar ödül istiyor mu? Mehtap, karanlık viranelerden minnet bekliyor mu? Akarsular, çarpan dalgalar, cilaladıkları çakıllardan teşekkür arıyor mu? Güller sinelerine delen, göğüslerini emen arılardan aşıkcasına bir karşılık görüyor mu? Öyle ise güzel kadın, sen de benden bir şey bekleme, arama, isteme!..
Sayfa 171
Turhan Nasıl Çıldırdı?
Turhan sokakta, duvarlarda ve camekânlardaki, dükkânların üstlerindeki Fransızca, İngilizce, Almanca, İtalyanca hatta Rusça ilanlara, yaftalara, reklamlara bakar, “Yarabbi! Bu memlekette bir zabıta, bir belediye, bir basın nizamnamesi yok mu?” diye feryat ederdi. Çünkü Avrupa’nın hiçbir tarafında yerlilerin lisanından başka bir dil, bir yazı ile sokaklarda ilan, yafta görmemişti. Burası Babil Kulesi miydi?
Reklam
Aslında öve öve göklere çıkardıkları Avrupa medeniyeti yok, Hıristiyan medeniyeti yok... Yalnız bir Yahudi medeniyeti, Yahudi sanatı var. Bankalarıyla keselere sahip olan Yahudiler, gazete ve dergileriyle fikirlere hükmeden Yahudiler, ticaretleriyle dünyayı yediren, giydiren onlar, savaşan, barışan onlar, ağlatan, güldüren onlar, hatta gürültüsüzce dünyayı döndüren onlar!..
Sayfa 109 - Alkım
Ağırbaşlılığın benliğine üstün gelir. Cananını canına tercih edersin. Ekseri başkaları için yaşar, başkaları için çalışır, başkaları uğruna ölürsün. Başkaları seni beğendiği halde sen kendini sevmezsin. Ne zaman köyünde, önüne bir önlük koyup makine başına geçecek, ne vakit eline pergel alıp masaya yaslanacaksın? Ne zaman dükkânının tezgahında sermayenin kârını hesap edeceksin? Fakat vakit kalıyor mu? Keseni doldurmak için değil, karnını doyurmak için kullandığın sabanın demirini tarlanın ortasında bırakıp tüfeğin çeliğine sarılıyorsun... O sınır boyundan bu sınıra koşuyorsun. Bulgaristan'da ölüyor, Yunanistan'da ölüyor, Acemistan'da ölüyor, Sırbistan'da ölüyor, yalnız yurdunda, köyünde ölemiyorsun. Sevgilin Ayşeciği doya doya öpemiyor, yavrun Mehmetçiği seveseve büyütemiyorsun...
Sayfa 66 - Alkım
Kastilya kralı "Zâlim" lâkabıyla hatırlanan Don Pedro'nun sarayına davet ettiği Gırnata hâkimi Ebu Said'i üstündeki mücevherlere tamah ederek şehit eylediğini, bu Islâm emirinden çalıp, bir müddet sonra bir Ingiliz pren sine verdiği yakutun Ingiltere kraliçeleri tacını süslemekte olduğunu öğrendi. Bugün Ingiliz kraliyet armasının bir parçası olan bu yakutta bir damla Islâm kanının parlayan ve titreyen sonsuz kederini duydu.
''Türkler babalarından,annelerinden ziyade ulularını sayarlar, severlerdi.''
Reklam
Oğul!.. Ey Türk oğlu!.. Alnını yükselt, göğsünü gere, çevrene gururla bak!..
Helal be
Bu memlekette genel Duygu "aşk ve eğilim" değil "nefret ve baskı"dır. Burada erkekler baskı yapmayı kadınlar baskı görmeyi sever...
Kesinlikle
Müziğimiz bizim durgun ruhumuzun sakin düşüncelerimizin uçuk benzimizin tercümanıdır...
"Yazık ki cihan bir pâdişaha kiyafet edecek kadar büyük değildir."
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.