Zalim iyimserlik ilk bakışta nazik ve iyimser görünüyor, ama çok çirkin artçı etkileri var çoğu zaman. O ufak, sınırlı çözüm başarısız olduğunda -ki çoğu zaman öyle oluyor- bireyin sistemi değil kendini suçlamasını sağlıyor. Çuvalladığım, yeterince iyi olmadığını düşünmeye başlıyor insan. "Dikkati stresin toplumsal nedenlerinden", örneğin fazla çalışmadan uzaklaştırıp "kurbanı suçlama" haline dönüşebiliyor bu yaklaşım çabucak. Sorun sistemde değil sende, diye fısıldıyor.
Karşımdaki düşmanın kendim olduğunu düşünüp, kazanamama(başarısızlık hissi) korkusuyla adım atamıyorken; bana görünen bir düşman sunan ,sistemi gösteren yazara, teşekkür ederim.
--------------------------------------------- SORUN SİSTEMDE ------------------------------------------------------
Uzun süre dikkat becerimize hiç özen göstermedik, en kuru bur mevsimde büyüyecek bir kaktüs muamelesi yaptık. Şimdi de daha ziyade bir orkide gibi olduğunu, büyük bir özen gösterilmediği takdirde kuruyup gidecek bir bitki olduğunu görüyoruz
Herkesin bir "ustalık" duygusuna bir alanda iyi olduğunu hissetmeye ihtiyacı var. İnsanın temel İhtiyaçlarından biri bu. Bir konuda iyi olduğunuzu hissettiğinizde ona çok daha kolay odaklanabiliyorsunuz, beceriksiz olduğunuzu hissettiğinizde ise dikkatiniz dağılıp gidiyor.
Yıllar boyunca hayatta bulduğum anlamın büyük kısmını internetteki o cılız, ısrarcı sinyallerden çıkarmıştım.(beğeni,takip vb.) Şimdi yoklardı ve ne kadar önemsiz ne kadar boş olduklarını görebiliyordum.
“Odaklanma becerinizin büyüyüp tam potansiyeline ulaşması için de belli şeylerin
var olması gerekiyor: Çocuklarda oyun, yetişkinlerde akış halleri, kitap okumak, odaklanmak istediğiniz anlamlı faaliyetler keşfetmek, hayatınızı anlamlandırabilmeniz için zihninizin gezinebilecegi alanlar, egzersiz yapmak, doğru dürüst uyku uyumak, sağlıklı bir beynin gelişmesini sağlayan besleyici gıdalar yemek ve güvenlik hissi.
Dikkat becerinizi büyümesini önleyen ya da hastalanmasına yol açan şeylere karşı da korumanız gerekiyor: aşırı hız, bir işten öbürüne gezip durmak, çok fazla uyaran, zihninize girip sizi kendine bağlamak için tasarlanmış istilacı teknolojiler, stres, bitkinlik, gerginlik yaratan boyalarla dolu işlenmiş gıdalar, kirli hava.“
-Johann Hari, Çalınan Dikkat, Metis Yayınları, syf: 270