--Siz köylüler var ya, siz, hani daha tanıyamıyoruz sizleri gerektiğince ama gene de doğrusu hayranım sizlere.Cervantes Türkiye'de yaşasaydı, eminim, on Donkişot daha yazardı sizlere bakardı da.Bence her biriniz ayrı bir Donkişotsunuz.Tek başına yeldeğirmenlerine saldırmsktan çekinmeyecek, korkmayacak kadar yürekli ve yiğit birer Donkişotsunuz.Ne demek, sen çık köyden, mutluluğa kavuşabilmek için, bilmediğin diyarlara yürü ve şehir denilen canavarın üzerine saldır.Şehir öyle beri benzer bir yeldeğirmeni mi ki üstelik?Her köşesi bir başka canavar.
Hemen hemen her gün yağlığı sarardı başına sıkı sıkı, uçlarını alnıçatında düğümlerdi, kerevetin üzerine düşer kalırdı. « Kurban, kurban -derdi-, kulağımın böcükleri hasta oluk gene. Kafamın içinde vızılar dururlar körolasıcalar.»
Özlemle Çukurova'nın sıcağını düşünmeye başladı. Şimdi Çukurova' da olsa...İsterse cehennem gibi yansın Çukurova. Sıcak gibi var mı? Soğukta yaşamak zengin işi.
Baktım baktım da, bu dağların ardında ne
var acep dedim kendi kendime bir gün. Hemen vardım anamın yanına bir hışımla. Sızıladım. Anaaam anam dedim, benim karagözlü güzel anam, şu dağların ardında ne varki acep ?
En değerli şey hayattır insan için. Bir kere verilir insana hayat. Ve insan, hiç bir utanç ve teessüfe yer bırakmayacak ve ölürken de, olanca gücünü dünyanın en asil amacına, insanlığın kurtuluş mücadelesine hasrettiğini söyleyebilecek şekilde yaşamak zorundadır.