Edebiyatın ister roman ister öykü hikaye isterse şiir hangi dalı olursa olsun merkezinde insan ve insanlar bulunmalı. Bu insanların varlığında, kanayan yaralarını acıtırcasına deşmeli gözler önüne sermelidir. Toplumcu gerçekçi denen Edebiyatın bu akımını seviyorum ben. Ülkemizde bu aklımda yetişen bir çok ustalarımız oldu. Bu ustalarımız bir çokları Köy Enstitüsü çıkışlı. Yazdıkları, insanımızı anlatan en toplumcu gerçekçi romanlar, öyküler şiirlerdir. Edebiyat dünyamızda her okuduğumda beni etkileyen Kaşağı, Kaçakcı Şahan, Ölü Ekmeği ve Fakir Baykurt'un Can Parası aklıma gelenlerden bazıları. Fakir Baykurt'un öyküleri ve romanları toplumcu gerçekci. Kurgu, insan tiplemeleri, psikolojileri, dil yapıları kısacası edebi planını eleştirme hakkımız haddimiz değil. Baykurt, sadece kitabında Can parasını anlatmış olsa bile edebiyat adına yeterdi sanırım.
Koca Sadullah kızı Cemile'yi komşu köyüne diri sağlıklı gelin eder. Bir zaman sonra Koca sadullah'ın iki kız torunu seçilir. Fakat kızı Cemile gün gün kötüler. Kocası Cemile'ye bakmaz. Tedavisiyle Sadullah ilgilenmeye başlar. Vilayette şifa bulamayan Sadullah kızını Ankara'ya getirir. Yetmişlik Koca Sadullah sırtına yüklendiği Cemilesini Hacettepe Hastanesine taşır. Elinde avucunda buram buram yokluk, iz bilmez iş bilmez Koca Sadullah'ın işi çok zorludur.
Baykurt'un öyküler toplamı olan bu eserini öneririm.
.