Okuduğum 2. Yusuf Atılgan kitabı.Bundan önce Anayurt Oteli'ni okumuştum. O kitapta da sarsılmıştım ve uzun süre üzerinde düşünmüştüm. Canistan da beni etkisinde bırakan bir kitap oldu. Okurken yer yer rahatsız oldum. Sonra durup düşündüm rahatsızlığımın sebebini. Ve buldum. Yüzleşmenin rahatsızlığı idi. İnsanoğlunun doğası ile , türümün doğası ile yüzleşmenin rahatsızlığı. Hayatta kalmak,çiftleşmek ve yiyecek bulmak kaygısı ile yaşanan hayatlar. Arka planda büyük tarihi olaylar yaşanırken başka bir hayatı yaşayan bir avuç köylü. Savaş, askere gidenler, ölenler, kaçanlar, geride kalan eşler, geride kalan eşlerin en yakınındakilerle gizli kapaklı ilişkileri, yeni yetme erkek doğası, o erkeğin ulaşabildiği hayvana-akrabasına-yanında çalıştığa kadına bakış açısı , kadının ve erkeğin ilkel doğası, unutmak ve yeniden hayata bağlanmak, insanların iç dünyası, dört duvar arasında yaşananlar, parlatılmamış hayatlar, gerçeklik... O kısacık kitapta tüm bunlar var. Öyle yalın , öyle gerçekçi anlatmış ki , sarsılmamak mümkün değil. Kesinlikle tavsiye ederim. Biraz içine girerek , olayların arka planları düşünerek okunursa çok daha etkin bir okuma olacaktır.