“..Ya da bir şehre girerken ya da birisiyle ilk kez karşılaştığınızda, o şehrin ya da o insanın hayatınızdan bir daha çıkmayacağını hissedersiniz ya! Ya da bazı şeyler hep var olarak bazı şeyler ise ebediyen yok olarak hayatımızda kalırlar ya..”
Sayfa 145 - İletişim Yayınları, “Süreyya gibi ağlamak istiyorum”
Bir arkadaş, bir aşık ve bir çocuk gibi öpmüştü. Belki o an anlamıştım, bir daha asla eski Süreyya olamayacağımı, bir daha asla hayatımı eski Süreyya gibi yaşayamayacağımı!
En sakin, en huzurlu görünen hayatların arkasındaki sırları, kimi zaman o hayatların içinde ya da hemen yanıbaşında olsak dahi, görmemiz mümkün olmayabilir.
Yağmur, hiç aksatmadan işini yapan titiz bir memur inadıyla, hep aynı tempoda, kimseye aldırmadan, yavaş yavaş ama sürekli bir şekilde yağmaya devam ediyordu.
Beni böyle, hayatın şu noktasında olduğum gibi kabul etmeniz çok mu zor? Geçmişi bütün detaylarıyla bilmemeniz, geleceğim olmadığı anlamına mı geliyor sizin için?
Ben buradayım, varım, yanınızdayım, bu yetmiyor mu size? Vukuatlı nüfus sureti mi istiyorsunuz benden?
Hep öyle yaparım ben, çayı koydum mu bardakları da hazırlarım. Çay hazır olduğunda aramıza girecek hiçbir engel kalmasın, çayla birbirimize kayıtsız şartsız hazır olalım isterim.
Nasıl, aşk geldiğinde hiç tereddüt etmeden bize yaklaşır ve arkamızdan seslenirse, güzel bir roman da tıpkı aşk gibi gerçek okurunu ilk bakışta gözlerinden tanır.
Ya da bir şehre girerken ya da birisiyle ilk kez karşılaştığınızda, o şehrin ya da o insanın hayatınızdan bir daha çıkmayacağını hissedersiniz ya! Ya da bazı şeyler hep var olarak bazı şeyler ise ebediyen yok olarak hayatımızda kalır ya, ...
En sakin, en huzurlu görünen hayatların arkasındaki sırları, kimi zaman o hayatların içinde ya da hemen yanıbaşında olsak dahi, görmemiz mümkün olmayabilir. Sır aslında bizim ortaya çıkarttığımız bir şey değil, bizzat sır sahibinin, kendi istediği zaman ortaya çıkardığı bir şeydir. O da, tıpkı evlerinden uzaklaşırken dönüş yolunu kaybetmekten korkan masal kahramanlarının yola pirinç taneleri dökmeleri gibi sırrının ipuçlarını döker yola. Ama bunu anlamak, o ipuçlarını görmek için, önce o yola girebilmeniz, o yolun size açılması gerekir.