Gölgemin, koruyucu meleğimin sesi mağaranın içini dolduruyor.sesi,mağaradaki işsizliği,sessizliği,kovuyor,bir anda her yan güven ve şefkatle doluyor...korkma şoro....
Ey dünya sen mi insanın içinde yaşıyorsun yoksa insan mı içinde yaşıyor? Bana sorarsan, dünya sen de bir annenin karnında yaşadın. Değerli hocamız Rıfat Mertoğlu'nun kaleme aldığı bu eser insanlık tabiri kullanmaktan utandığımız savaş, kan ve göz yaşı içinde inançları uğruna katliama uğrayan bir halkın acı dramına ayna tutuyor... Bu dramda kadınlar köle pazarında satılıp, Mayan gibi genç kızlar kamplarda işkenceye ve tecavüze uğruyor. Pes etmiyorlar kendi mücadeleleri ile o kanlı zalim cihatçı IŞİD elinden kurtulup kaçıyorlar, Ne ki ruhları yaralıdır, hamile olduklarını öğrenip kimi intihar ediyor, kimi Mayan gibi direniyor. genç bir kızın bir anda annelik duygusu aşılandığı onca acı, keder ve dramanın içinde, kendi inancının adetlerine bile baş kaldırarak “onlar kötü insanlardı karnımdaki çocuğun günahı yoktur” diyerek yıkılmış Dünya'da karnında bir dünya yaşatarak var ediyor insanlığı... İsa'nın ennesi Meryem değildi belki ikisi de anneydi. Bu değerli eseri her okura tavsiye ediyorum.
“Sonunda herkes gitti. Yalnız sen kaldın ey güzel gölgem.” diyen Şoro’nun hikayesine tanık oluyoruz
Çatlamış Nar Yarası ’da. Hikaye dediysem öyle mutlu sonla biten hikayelerden bahsetmiyorum. Her ânı gözyaşı, her yeri savaş ve kan.
Eserde, tarih boyunca farklı inançlara sahip insanların; ölümün soğuk soluğunu her an nasıl hissettikleri, maruz