Uçak tekerleklerini piste koyduğu andan itibaren hiçbir şey artık benim için eskisi gibi olmayacaktı.
Artık bütün hayallerimi, umutlarımı, geleceğimi, ailemden beklentilerimi ve daha birçok şeyi Kıbrıs adasına serpiştirecek ve umutsuz geçen günleri ve sevinçli tüm anlarımı çay içerek, dertlerimi çay ile bir nebze olsun dindirerek atlatmaya çalışacaktım.
Benim için zor bir süreç başlıyordu artık.
Her öğrenci gibi ben de parasızlığın ne olduğunu iliklerime kadar tadacak, gurbet hasreti çekecek. 8 ay evime gidememenin hüznünü yaşayacak, öğrencilerin en büyük sıkıntılarından olan nerede kalacağım, ne yiyip içeceğim derdine her sabah uyandığımda düşecektim.
Çay İçme Durağı açılıyordu artık…