Devrilmemeye yeminli
asırlık ağaç gibi mi
gördü gözleriniz beni?
haykıran
öfkeli
asi
sözlerim siperledi mi
aslında çok ince, narin
ruhumun hapsedildiği
yaralı kalpli gövdemi
insan kızıyım ben insan
ne evliya, ne hükümran
başı yüksek, yukarıda
dalı eğik, tutunana
cesur ama mütevazı
bir deli ağaç misali
insan kızıyım
insanım
tutunurken dallarıma
fazla eğip kıranlara
öfkeli değil
dargınım
“Yalnızlığa dayanırım da, birbaşınalığa asla..
Yaşlanmak hoş değil duvarlara baka baka..
Bir dost göz arayışıyla.
Saat tıkırtısıyla.....
Korkmam
Geçinip gideriz biz mutluluğumla,
ama
'Günün aydın, akşamın iyi olsun' diyen biri olmalı..
Bir telefon sesi çalmalı arasıra kulağımda...
yoksa
Zor değil, hiç zor değil,
demli çayı bardakta
karıştırıp bir başına
yudumlamak doyasıya....
Ama
'çaya kaç şeker alırsın? '
Diye soran bir ses
olmalı ya ara sıra...”