Öykü Paris'in güneyinde geçiyor. Güney otoyolunda bilinen trafik sıkışıklıklarından biri olmuştur. Çeşitli sınıf ve katmanlardan çeşitli karakterdeki insanlar yine çeşitli marka ve çeşitli modellerdeki arabalarında bu zorlu anların (belki de günlerin) geçmesini beklemektedir...
İnsanların öyküleri bu vesileyle birbirine karışır. Aşklar, nefretler, kişilik ve çıkar çatışmaları sürer gider.
Bu uzun öyküde Cortazar'ın asıl başarısı: Bir yerden sonra insanların arabalaşması, arabaların insanlaşmasıdır. Karakterleri araba marka ve modeli şeklinde izlemeye başlar okur.
İki anlatı düzlemi sinsice birbirinin içinde erir. Teknik açıdan olağanüstü bir metinle karşı karşıyayızdır...
Modern edebiyatın büyük ustası Julio Cortazar'ın bu uzun öyküsü kısa bir romandır aslında. Teknolojinin getirdiği fenomenal izlek büyük bir incelikle verilir.
(Arka kapaktan)