Küçük bir kıvılcımın nasıl büyük yangınlara dönüşebileceğini ve bunu engellemenin olanaksız olabileceğini bilmesi gerekenler bile… Oysa her şey daha yeni başlıyordu. Ateşle oynamayı seven ülke yöneticileri, yaktıkları ateşten oluşan cehennemin içinde kül olana dek sürecekti herşey.
Milliyetçilik, başka milletlere zarar vermediği, kendi insanını ve ülkesini daha ileriye, daha iyiye götürmeyi amaçladığı sürece kabul edilebilir elbet; ama fanatik bir ırkçılığa dönüşüp başka ülkeleri işgale giderse onaylanamaz.
Hamburg hayvanat bahçesindeki hayvanlar bombardımanlardan zarar görmesinler diye Rusya'ya gönderilmişler. Ayrıca Almanya'da evde beslenen kedi ve köpekler için de özel ekmek karneleri dağıtılıyormuş. Hayvansever Almanlar!...
Akıl yok ki... Gitmiş gavurla işbirliği yapıyor...Allah'ın tokadı böyle olur işte.. ''Siz gavurla birlik mi olursunuz, alın size depremler, alın size seller heyelanlar...''
Hanna ile bana da ''Yahudi '' kanı bulaşmış.... Bu da ne demekti acaba? Üstümüze başımıza kan bulaşmış mı diye aynada çırılçıplak incelemiştim bedenimi; ama bulaşık kan falan yoktu. Babaannem yanılıyordu herhalde. Belki de annem bizi her gün yıkadığı için çıkmıştı bulaşan kan.