Fullmetal Alchemist - Çelik Simyacı cilt 3
Seride kahramanlarımız Felsefe taşının kütüphanede saklı olduğunu öğrenirler ve giderler kütüphaneye.. Ama o da ne? Felsefe taşının sırlarının yazılı olduğu kitap, şifrelerle yazılmış. Bu durumda kardeşlerin yazan şifreyi çözmeleri gerek.
Nitekim kitaptaki şifreleri çözen kardeşlerin yolu bu kez de hapishaneye düşer ve Felsefe Taşı’nı orada aramaya başlarlar.
Hapishanede kardeşlerin işi hiçte kolay olmayacaktır. Çünkü orada onları gizemi korumakla görevli muhafızlar beklemektedir.
Seri kanımca en heyecanlı yerinde bitti. Acaba kardeşler muhafızlardan ve düşmanlarından kurtulup Felsefe Taşı’nı bulabilecekler mi? Henüz bilmiyoruz. Artık ilerleyen bölümlerde öğreneceğiz.
Seri bol aksiyon ve heyecanla son sürat devam ediyor. Okumanız dileğiyle..
Bir sonraki seride görüşmek üzere, keyifli okumalar dilerim .. . ^_^.
Şüphe başlı başına kötü bir duygu, kendinden şüphe etmek ise hele ki metal bir zırhın içine hapsolmuşken taşınamaz bir hal alıyor.
Peki biraz ilişkilerden bahsetmeye ne dersiniz? Winryle tanışmak için üçüncü cilde davetlisiniz.
Kardeşler, Yaralı Yüz'ün saldırısından sonra Edward mekanik kolunu kaybeder. Kolunu tamir ettirebilmek için memleketlerindeki Winry Rockbell'i ziyaret etmeye karar verirler. Ordu kardeşleri korumak için yanlarına Alex Louis Armstrong'u verir. Memleketlerindeki sahnelerin çoğu duygusaldı.
Tedavi sürecinden sonra kardeşler felsefe taşı için arayışa devam ederler. Bu arayış onları Taş’ın gizli formülünün saklı olabileceği büyük ve gizli bir merkeze götürür. Bu merkezde kardeşleri, Taşın formülünü korumakla görevli muhafızlar beklemektedir...
Seri 3. Cildiyle birlikte duygusal olmaya başladı, acaba Edward kardeşinin düşüncelerini yarattı mı, Al sonraki ciltte ne yapacak, ikide bir çıkan kadınlar kim, Elric kardeşler Yaralı Yüz' ü yenebilecekler mi?
Serinin bu cildi de güzeldi.
Edward ve Alphonse bozulan parçalarını yaptırmak için eskiden yaşadıkları yere dönerler.
Daha sonrasında felsefe taşının gizeminin peşine düşerler.
Seri güzel ilerliyor. Sonu merak uyandırıcı bir şekilde bitti. Tavsiye ederim.
Ben bu manga serisini giderek seviyorum, sabahları ve akşamları biraz okuyorum, güne iyi başlamamı-iyi bitirmemi sağlıyor. Hikaye giderek oturuyor ve bu seriyi daha hoş bir hale getirdi. Diğer sayıları da kısa zamanda okumak istiyorum.
Kahramanımız savaşta yaralandıktan sonra iyileşmek için doktoru bulsalar da istedikleri yardımı alamazlar. Bunun üzerine teyzesine gidip kol ve ayağını iyileştirir. Ancak düşman simya saldırıları artarak devam etmektedir.
Felsefe taşı ve gerçeğin ardındaki gerçekleri öğrenme yolunda Al ve Ed...
Geçmişlerine, köklerine dair yeni bilgiler elde ediyoruz bu ciltte.
İnsan olmanın ne demek olduğunu, bir insanı insan yapan özellik(ler)in ne olduğunu sorgulattığı kısım kitabın en vurucu kısmıydı benim için.
Bir önceki savaşta ağır yar alan Simyacı kardeşler tedavi için memleketlerine dönerler. Bu yolculukta yeni bilgiler edinilir. Kitabın bana göre büyük bölümü memlekette geçiyor.
Ardından merkeze dönüp felsefe taşı için araştırmaya koyulan kardeşler, felsefe taşıyla ilgili bilgilerin olduğu binanın yandığını görür. Tam umutları sönerken, kader onlara yeni bir kapı açar fakat bu yeni kapı Felsefe taşı ile ilgili çok aşçı bir gerçeği de beraberinde getirecektir.
Simyacı kardeşlerin yeni rakipleri ise bu sefer psikolojik olarak zorlayacaktır.
Ed’in küçük takıntısı manganın en güzel geyiği :)