Carly belki de hayatta sahip olduğu her şeyi, onu yalnız ve sevgisiz bir hayattan çekip çıkartan Andrew ile annesine borçluydu. Artık genç bir kız olduğunda kendisinden yaşça hayli büyük olan Andrew ile nişanlanması Carly açısından son derece doğaldı. Onunla evlenecek ve ömür boyu aradığı güvenlik ve rahata onun kollan arasında sonsuza dek kavuşmuş olacaktı. Öyle ki, tıpkı ataları Vikingler gibi altın sarısı saçları ve sakalları birbirine karışmış dev yapılı Kyle Hanson'la tanışana kadar genç kızın kafasında, gelecekle ilgili en küçük bir soru işareti bile oluşmamıştı. Andrew'nun tam tersine, İngiltere'nin kanallarında uzun dar teknesiyle gezip dolaşan neyle geçindiği meçhul, tam bir maceraperestti Kyle. Şimdi Carly kendisini seven bu iki erkeğin arasında hayatının en büyük çelişkisini yaşıyordu...