“Cellatlar Kahvesi’ndeki adamların hepsinin içinde, hiç yeşermeyen bir ağaç büyüyordu. Palalarıyla budadıkları, döktükleri kanla suladıkları,acı meyveler veren bir ağaç.”
"O bir cellat oğluydu ve oğlu bir cellat olacaktı."
Kitabı elime aldığımda konusu ilginç gelmişti. Fakat içine girdikçe, anlatılan olayların zaman dilimi de değişiyor. Bir bakıyorsunuz çocuklarının hayatını anlatırken, babalarının çocukluğu, hemen ardına gençlikleri derken arada da asıl zamana gelinmiş. Kimileri için bu zamanlar arası geçişler ilgi çekici olabilir, fakat anlatılan 4 - 5 farklı zaman bende bıkkınlığa sebep oldu.
Emeğe saygı diyerek, yazarımızın kalemine sağlık diyebilirim.