Cellatların Makamı yok, Hükmü vardır.
Hatta cellatların Maznun, Maznunların da cellat olabildiğini G örüyoruz.
"İnfaz" saati çaldığında kimi direnerek, kimi kabullenerek göçer "öbür hayat"a...
Cellatlara göre ölümü hak etmişlerdir.
Oysa yaşadıkları ve yaptıkları, o cellatlardan daha değerli
bir "hayat'ın ifadesi olabilir.
Ama "alın yazısı"nda düzeltme ve ekleme yoktur. Ne ya zıyorsa odur. Çok zaman sonra bu infazlar nesilden nesile aktarıldığında ve bu yazılar okunduğunda "tashih-i karar' ancak vic dani olarak verilecektir.
İşte bu an geldiğinde hükmün hakiki ifadesi şu olacaktır:
"CELLATLARI DA ASARLAR"
Tarihin sayfalarında bazen cellatların da kurbanların da yer etmediğini görüyoruz.
Hatta cellatların maznun, maznunların da cellat olabildiğini görüyoruz.