Cengiz Aytmatov'un yazdığı eserler beni her zaman etkilemiştir. Betimlemesi olay örgüsüyle beni her zaman bir maceraya sürüklemiştir. Cengiz Han'a Küsen Bulut kitabını okurken de bu duygu ve düşüncelerim değişmedi. Sanki olaylar gözünüzün önünde yaşanıyor siz oturmuş uzaktan izliyor gibi anlatıma sahipti.Tek nefeste okunacak sürükleyici bir kitaptı. Okumayanlar için listenize eklemeniz gereken bir eser olduğunu söyleyebilirim.
Eserde anlatılan Sovyetler birliği. Ama Cengiz hanın hayatı da bu eserin bir parçası..!
-İnsan insana nasıl bu kadar acımasız olur, bu kadar nefret duyar?
-Çünkü hayatın anlamı mutlu olmak idi, başarı ise mutluluğun başlangıcıydı.
-Karda, kışta, çiselerde, boralarda,
İlikleri donduran soğuklarda,
İçim rahat, yüreğim dingin...
Korku bilmez bozkurtlarım yanımda yine
Otağımın çevresinde pervane...
-Mutluluğun da, mutsuzluğun da kökü birdir. Birine sahip olduk, şimdi ötekini göğüslemeye hazır olalım.
Böylece o, var olabilmenin anlamını ve şartını anlamış görünüyordu ki bu da kaba kuvvet idi. İyice emindi ki ancak kuvvetle herkese baş eğdirir, diz çöktürür, alçaltır ve toz haline getirebilirdi. İsterse karşısında taş olsun, bir ağaç ya da vahşi, yırtıcı bir hayvan olsun, ancak kuvvetle üstesinden gelebilirdi onun. Zavallı ölümlülerin lafı olmazdı. Kuvvet kuvveti kırınca, olağanüstü olan değersiz kalır, görkemli olan acınacak hâle düşerdi. İşte bundan bir sonuç çıkarıyordu: Bükebildiğin, ezip yok edebildiğin şeyin hiçbir önemi yoktur. Baş eğip, diz çökenler, galibin insafına kalmışlardır. Ancak budur hak ettikleri. Dünyanın temel düzeni, asıl kuralı da buna dayanıyordu.