Saf sevginin ve umudun hüzünlü hikayesi; Cennet Tabutu…
Can gezer edebiyatımıza özgün romanı Cennet Tabutu ile etkili ve güzel bir giriş yapıyor.
Kitap ilk satırlardan olay örgüsü ile ilgilimizi çekiyor. Biz, romanda Altemur ve Peri'nin Demre'den Londra'ya uzanan hikayesini okuyoruz.
Demre'de balıkçılık yapan Altemur'un yolu bir gün peri ile kesişir. İlk karşılaşmadan itibaren aralarındaki bağ gittikçe kuvvetlenir. Bu bağ sanki onlar tanışmadan önce de varmış gibi hissettirir onlara. Bir anda ikisinin yüreğine de yerleşen bu sevginin bir rüzgar gibi onları nereye sürükleyeceğini bilemezler.
Peri'nin bir anda yok oluşu Altemur'u büyük bir boşluğa iter. Bu boşluk canını yakar uzun süre. Dostu Güzey ile önceden de üzerine düşündükleri bir iş sebebiyle ve Peri'nin de Londra'da olduğu düşüncesiyle Londra'ya yerleşirler. Altemur burada umudunu hiç yitirmeden Peri'yi arar. Bu umutla yaşar belki de. Bir gün öğrendiği gerçekler onu hüzünlü ve bir o kadar da huzurlu bir geleceğe götürür.
Yazar romanda hep içimizdeki çiçeğe sesleniyor kahramanları aracılığıyla. O çiçeğin bir gün sevgiyle büyüyüp serpileceğini söylüyor. Altemur'un içindeki çiçeğin Peri'nin gelişiyle açması gibi. Roman boyunca birçok mesaj veriliyor. Huzurun saf sevgide olduğunu, zayıf olanlara karşı merhametin yüceliğini, dostluğun insanı nasıl ayakta tutup güven verdiğini satırlarda bir bir görüyoruz.
Yüreğe seslenen bu hikayenin saf sevgiye inanan tüm gönüllerde olması dileğiyle.