Hidâyet Öyküleri

Cennet Yolcuları

Halime Demireşik

Cennet Yolcuları Sözleri ve Alıntıları

Cennet Yolcuları sözleri ve alıntılarını, Cennet Yolcuları kitap alıntılarını, Cennet Yolcuları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslâm'daki ibâdetleri yaparken de, hareketlerin mânâsını anlamasan da, hep huzura kavuşuyorsun. Teslim olunca, onun karşılığı bir yerden karşınıza çıkıyor. Biz insanız. Hatalar yapıyoruz. Namaz burada devreye giriyor. Namaz kıldıkça kötülüklerden uzaklaşıyorsunuz.
İslâm'ın insana bakışı o kadar güzel ve merhametli ki!..
Reklam
Benim en sevdiğim ibâdet, namaz!.. Ondan çok huzur buluyorum. Günde beş defa Allah'ın huzuruna çıkmak çok güzel!.. Namazdaki hareketler, bedenin altı noktasının yere değmesi, insana müthiş bir enerji veriyor. Bugün bilim adamları da bunu doğruluyor.
Yeni ismi Nur olan hanımefendi anlatıyor: Rüyamda gördüğüm Kur'ân altındandı; soldan sağa sayfaları açılıyordu. O kadar nurlu ve güzel bir kitaptı ki, o güzellikte bir kitap bu dünyada görmemiştim. Arkasından beyaz bir bulut çıkıyor ve yükseliyordu. Ama o beyaz rengin beyazlığının ve nurunun bir benzeri bu dünyada yoktu! O yüzden size o beyaz rengi anlatamıyorum. Kur'an sayfalarını karıştırırken gözlerim beyazlığından kör olacak gibiydi. Ve kalbim çok hızla çarpıyordu. Bu heyecan ve şaşkınlıkla yatağımdan fırlayarak uyandım. Bu rüyayı gördükten sonra, Müslüman olana kadar iki yıl boyunca, her gün sabah ezanı ile kendiliğimden uyandım. Ezanı dinler, güneş doğana kadar da uyuyamazdım. Güneş doğunca ancak uyurdum.
Doktor Salih Selman anlatıyor: (Babası jandarma komutanıymıştı) Babamın arkadaşı kulağıma eğilerek: "-Baban, bizim içimizde en dindar olanımızdı. İzinlerde çapkınlık yapanları takip eder, harama gitmesin diye onu meşgul eder, hatta aramızda para toplayıp o çapkınlar harama girmesin diye evlenmelerine vesîle olurdu. Birisi günaha düşmesin diye adeta çırpınırdı. Sınıfımızın babasıydı." dedi. Babam, aynı zamanda çok edepli bir insandı. Ben onu evde hiç fanila ile dolaşırken görmedim. Hatta annemle evlendiğinde şart koşmuş: "-Çocuklar veya komşular, bizim ne iç, ne dış çamaşırlarımızı hiç görmeyecek; yıkayıp yatak odasında kurutacaksın!" demiş. Hayat boyu annem dışında hiçbir kadınla konuşmadı. Aynı apartmanda oturan komşu bir kadınla merdivende karşılaşsa, arkasını dönerdi. İslâm'ın bildiği hükümlerinden hiç taviz vermezdi. İslâm'ı az bilirdi, fakat bildiğini de yaşardı. Askeriyede babamın general olmasını istiyorlarmış, babam da kabul etmiyormuş. Annem bunu duyunca babama kızdı, niye kabul etmiyorsun diye!.. Babam da: "-Kabul edersem içki içmem lâzım. Seni balolara götürüp dans etmem veya başka erkeklerle dans etmene müsaade etmem lâzım! Bu yüzden kabul etmiyorum." demişti. Ailesine, özellikle de bana çok ilgili idi. Eve yorgun gelse bile benim derslerimle mutlaka ilgilenir, her hâlimi yakından takip ederdi.
Doktor Salih Selman anlatıyor: Bir gün ben bahçede evlilikle ilgili bir kitap okuyordum. Doktor İhsan Bey, beni görüp: "- Bu işler kitaplardan öğrenilmez !" dedi. Ben de ona: "- Sen nereden öğrendin evlilikte huzurlu olmayı, peki?" diye sordum. O da: "-Babamdan öğrendim. Babamın anneme bir kere bile göz ucuyla kötü baktığını görmedim. " dedi. "Tartışma onların evlilik hayatında hiç olmayan bir şey!" dedi. Ben: "-Baban dünya çapında bir âlim, annen ise ev hanımı... Bunlar nasıl anlaşıyorlar?! Bu profesörler, kendileri gibi doktor, profesör olan hanımlarla evlenmiş. Yıllarca flört etmişler; bunlar mutlu değil, bunlar anlaşamıyor. Bu nasıl oluyor?" dedim. Doktor İhsan Bey, şöyle bir örnek verdi: "-Babam akşam eve girince evin kokusunu içine çeker, 《Ooh miss gibi yemek kokuyor. Bu yemeği yapan eller öpülür!》 derdi."
Reklam
133 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.