Timşel!
Bazı kitaplar vardır öyle bir noktaya değinir, o kadar gerçek ve insana dairdir ki söyledikleri, ister istemez kitabı usulca kapatır, üzerine bir düşünürsünüz. Öyle okuyup hemen geçemezsiniz. İşte bu kitap onu size defalarca yaptıracak türden.
Dünya’ da yazılmış tek bir hikâye vardır hatta bilinen dinî öğretilerin ilki de budur: İyi ve kötünün savaşı. Bu savaş iki insanın arasında ya da insanın kendi içinde de olabilir. Zaten insan iyi ve kötüyü içinde taşımaz mı? Biri diğerini yenmeye çalışmaz mı? Kitabın temeli tam olarak bu noktaya değiniyor. Timşel! Yapabilirsin. Yani insanın elinde olanlar da vardır. Kaderimizde seçimlerimiz önemlidir. İçimizde barındırdığımız tüm duygulara rağmen içimizdeki kötüye rağmen iyi için savaşabiliriz bizim elimizde.
Benim okuduğum 1971 baskısı, Vahdet Gültekin çevirisiydi. Çeviri eski olmasına rağmen açık, akıcıydı ancak bazı bölümler kısaltılarak çevrilmiş. Buna rağmen bendeki bıraktığı his harikaydı. O kadar beğendim ki bu güzel hissiyat etkisini benden azalttığı dönemde 5-10 yıl sonra Roza Hakmen çevirisi ile tekrar okumayı düşünüyorum.
Sanki Habil ile Kabil anlatısını bir roman üzerinden modern hayata sindirilmiş haliyle okumuş hissettim. Yazar da o kadar beğenmiş olacak ki hiçbir eserinden sonra kitapları üzerine konuşma cesaretini kendinde görmezken bu kitabından sonra ilk defa röportaj verebilmiş .
Okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar ...