Rusya’nın Beyaz Geceler’inde dolaşıyorum hissi yaratan kitap; Bolşevik Devrimi sırasında ev hapsindeki eski bir kontun yaşantısını anlatırken, devrin olaylarına, edebi zevklere, damak tatlarına, insan ilişkilerine, hırslara, velhasıl hayata dair pek çok şeye uzanıp ucundan tutmuş. Akıcı bir üslupla, özellikle son kısmında -biraz baştan savma da olsa- polisiye bir kurguyla serüvenleştirilen kitap bir çırpıda biterken, geride damaklarda bir votka tadı bırakıyor bi parça sert ama sıcacık bir etki ve kocaman bir gülümseme ;)