Bir Nükleer Felaketin Sözlü Tarihi

Çernobil'den Sesler

Svetlana Aleksiyeviç

Çernobil'den Sesler Posts

You can find Çernobil'den Sesler books, Çernobil'den Sesler quotes and quotes, Çernobil'den Sesler authors, Çernobil'den Sesler reviews and reviews on 1000Kitap.
Batı kaza hakkında yalanlar söyleyerek halkı paniğe sürüklemeye çalışıyor.' Sonra yine radyasyon cihazı, tabaktaki balık, bir parça çikolata, açık tezgahta duran kekler ölçülüyor. Aslında bunların hepsi yalandı. O zaman kullandığımız cihazlar radyoaktif arka planı ölçüyordu, tek başına objeleri değil. Çernobil'i başımıza saran , bu inanılmaz yalanların büyüklüğü; ancak büyük savaş sırasında söylenen yalanlarla karşılaştırılabilir.
Kendini feda konusunda eşimiz benzerimiz yok. Konuştuğum biri, bunun nedeninin insana az değer vermemiz olduğunu söylüyordu. Bu Asyalılara özgü bir kadercilikmiş. Kendini feda eden insan, kendini bir birey olarak görmezmiş. Yaşamın içinde kendi rolüne sıra gelmesi için beklermiş. Daha önce bir metni olmayan biri, bir istatistik... Arka planda durur, sonra birdenbire esas aktör olurmuş. Bu anlam arayışıymış. İdeolojimiz, propagandamız neymiş? Anlam kazanabilmek, yükselebilmek için azize olma şansı veriyorlarmış. Bize bir rol veriyorlar! Bu ölümün büyük değeriymiş, zira ölüm ebedidir...
Reklam
Bir zaman gelecek çok tuhaf mezarlar bulacaklar. Bilim adamlarının biyo-mezarlık dediği hayvan mezarlıkları. Modern çağın tapınakları bunlar. İçlerinde vurulmuş binlerce kedi, köpek, at yatıyor. Birinin bile adı yok.
Çernobil hakkında fantastik bir roman gösterin bana! Gösteremezsiniz. Çünkü gerçek çok daha fantastik.
Önceleri insanlar bazı şeyleri radyasyonlarını ölçtürrnek için getiriyordu. Ama her şey limitlerin çok üstünde radyoaktif çıkınca vazgeçtiler. Bilmedikleri sürece sorun yoktu. Hayat eskisi gibi devam etti. Toprağı bellediler, ekip biçtiler. Hiç olmayacak olan oldu; ama insanlar yaşamlarına bir şekilde devam etti. Bahçedeki salatalıkları yiyememek Çernobil'den daha önemliydi.
Merak ediyorum, ölüm çevrenizde olduğu zaman neden sizi düşünmeye zorluyor. Şimdi Rus edebiyatı okuttuğum çocuklar, on yıl öncekilere benzemiyorlar. Sürekli birilerinin ya da bir şeyin gömüldüğünü, yer altına konduğunu görüyorlar. Evler, ağaçlar, her şey gömülüyor. On beş, yirmi dakika sırada bekleseler, birkaçı bayılıyor. burunları kanamaya başlıyor. Onları şaşırtmak. mutlu etmek imkansız. Hep yorgun ve uykulular. Yüzleri solgun , gri. Ne oyun oynuyorlar. ne de yaramazlık yapıyorlar. Dövüşür ya da kazara bir cam kırarlarsa öğretmenleri mutlu oluyor. Onlara kızmıyoruz; çünkü çocuk gibi değiller. Ve çok yavaş büyüyorlar. Derste birisinden bir şeyi tekrar etmesini istiyorsunuz, çocuk tekrar edemiyor. Bazen bir tek cümleyi tekrar etmesini istiyorsunuz, yine edemiyor. Içim-den onlara sormak geliyor: "Neredesin? Nerede??
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.