Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çevirmen Gönderileri

Çevirmen kitaplarını, Çevirmen sözleri ve alıntılarını, Çevirmen yazarlarını, Çevirmen yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ben bir fikir teşnesiyim, tercüme benim için kaosu dayatan düzmece düzene karşı bir direniş, bir eylemlilik halidir bu yüzden.
Sayfa 124
Birey olduğumu, ama büyük insanlık ailesinin bir ferdi olduğumu öğrendim. Aileden, kabileye, kabileden aşirete, aşiretten millete, milletten ümmete ve oradan büyük insanlık ailesine doğru bir serüvenden ibaret olduğunu anladım yeryüzü hayatının.
Sayfa 123
Reklam
Arapça filozof kadar düşünceli, Farsça şair kadar hayalci, Türkçe asker kadar disiplinli, Kürtçe çoban kadar serazattı. Arapça Umman'dan Mağrib'e serilmiş kum kadar ayrıntılı, Farsça Hindukuş dağlarından Ahvaz kumsalına değin notalı, Türkçe Ortaasya'dan Anadolu'ya akan bir at kadar telaşlı, Kürtçe Zagrostan Toroslara kadar inişli çıkışlı.
Sayfa 122
Hiç kimse, diyor İmam Şafii, tek başına bir dilin bütün kelimelerini ihata edemez, peygamberler hariç. Onlar geldikleri milletlerin dillerinin bütün kelimelerini bilirler. "Biz her peygamberi kavminin diliyle gönderdik" buyruğuna göre Peygamber kavminin dilinin tümünü kendinde toplamış kişidir. Dil aklın tercümanıdır, dolayısıyla peygamber, kavminin aklının tümünü de ihata etmiş olur ve bundan dolayı da mucizedir her yaptığı, attığı her adım.
Sayfa 109
Her mezhebin, her ekolün hak üzere olduğunu savunmaya hakkı vardır. Fakat hiçbir mezhebin bu denli dağınık grup ve mezhebe bölünmüş İslam dünyasını inanç ve amel bakımından tek başına temsil ettiğini söylemeye hakkı yoktur.
Sayfa 85
İnsan çevresiyle, kültürüyle, diniyle, mezhebiyle, diliyle, ruhuyla, bedeniyle uyumlu olduğu oranda mutludur. İnsanın yeryüzündeki serüveninin bir adı özgürlükse bir adı da uyum arayışıdır bu yüzden. .. "Biz Kur'ân'ı sana, mutsuz olasın diye indirmedik." ayeti, Kur'ân'ın indiriliş gayesinin, insanın dünya ve ahirette mutluluğu elde etmesi olduğunu, dolayısıyla varlıkla aynı hedefe yönelik olduğunu ifade etmektedir.
Sayfa 74
Reklam
Toplumlar da yeryüzüne benzerler. Toplumların da fay hatları vardır. Enerji birikir ve bir gün toplumsal bir patlama meydana gelir, bu da deprem etkisi yaratır. En yakın örnek hiç kuşkusuz hala artçıları devam eden Suriye'deki sosyal depremdir. Buazizi adlı bir gencin Tunus'ta kendini ateşe vermesiyle tetiklenen ve başlarda "Aгар baharı" adı verilen, irili ufaklı birçok Arap ülkesini sarsan sosyal deprem ve ardından yaşanan beşeri tsunami hala dinmiş değildir. Ege kıyılarına her gün cesetler vurur. Merkez üssü Tunus'tu ama en büyük ve en uzun yıkım Suriye'de yaşandı. Doğal olarak Suriye'nin bir komşusu olarak biz de sarsıldık.
Sayfa 68
Batı ile ilişkilerimiz sorunludur. Patolojiktir. Bu patoloji her iki taraf için de geçerlidir. Bizim açımızdan batıyı, batı menşeli her şeyi mutlak değer olarak görmemiz, batı açısından da kendisini mutlak bir tanrı ve sunumlarının da tanrısal değerler olarak dayatması sorunu devam ettiği sürece medeniyetlerin etkileşiminden, normal beşeri ilişkilerden söz edemeyiz. Seyyid Kutub Müslümanların batı karşısındaki konumunu değerlendirirken "sadece savaş meydanında yenilmedik, ondan önce ruhsal hezimete uğradık batı karşısında" derken bu patolojik durumu kast ediyor.
Sayfa 45
Bir başkasını Allah'tan başka rab, ilah edinmenin sadece taştan, ağaçtan yontulmuş putlara tapmak anlamına gelmediğini, Allah'tan başkasının koyduğu yasalara uymanın, onların belirlediği ideolojileri hayat düsturu edinmenin de bu anlama geldiğini söylüyordu Mevdudi. Bu beşeri yasalar ve ideolojiler ilahi dinin alternatifi birer din olduklarını, bunları bu anlamda benimsemenin de kulluk yani ibadet anlamına geldiğini ifade ediyordu.
Sayfa 26
Hicret bir yerde kapanan kapıların başka bir yerde açılması umuduyla çıkılan yolculuğun adıdır.
Sayfa 19
38 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.