“Eski bir efsaneye göre...” diye mırıldandı saçlarını hafifçe kavrarken. “Zamanın birinde, bir yerlerde, idam mahkûmlarının boynuna bir çiçek asılırmış.” Parmakları onun bakmaya doyamadığı gözlerinin kenarında dolaştı. “Hem umudu... Hem de ölümü simgeler gibi... Hem kurtuluş, hem de yenilgi...” dedi dudaklarını onunkilere sürterken. “Rengi, senin gözlerinin renginde... Ne mor, ne mavi... İsmi, Cezayir Menekşesi...”