Çıkmazdaki Kadın

Şükrü Uyar

En Eski Çıkmazdaki Kadın Sözleri ve Alıntıları

En Eski Çıkmazdaki Kadın sözleri ve alıntılarını, en eski Çıkmazdaki Kadın kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İkbal’in başka bir arkadaşının söyledikleri de İkbal’i iyice korkutmuştu. Arkadaşı, birkaç gün önce belinde silahla birisinin hastaneye gelerek kendilerini sorduğunu söylemişti Harun’a. Bunu duyduğunda İkbal tir tir titremeye başlamıştı. Bu gelen kişi askerden yeni dönen Zeki abisi olmalıydı. Çünkü yapılan tarifler onu anlatıyordu. Acaba gerçek miydi yoksa Harun’un bir yalanı mıydı? İlk defa yalan olmasını istemişti.
Sayfa 86 - Kerasus yayınları
İkbal başına gelenleri kaderine yorduğu için daha önce hep suskun kalmıştı. Oysa yaşananlar kendi kaderi değildi. Bütün bu olanlar Harun’a karşı mücadele etmede zayıf kaldığı için başına gelmişti. Eğer başından beri teyzesi gibi güçlü biri yanında olsaydı, Harun onun yalnızlığını fırsat bilip kendisine bu denli yüklenme cesareti bulamazdı.
Sayfa 88 - Kerasus yayınları
Reklam
İkbal, ablasının evliliğini henüz sindirmeye çalışırken kendisinden iki yaş küçük kız kardeşi Ayten’in de oldubittiye getirilip evlendirilmeye çalışılmasına anlam veremiyordu. Annesi, kız çocuklarının daha gözleri açılmadan ve serpilip gelişmeden evlendirilmesi taraftarıydı. Bir an önce baş göz etmek gerektiğini, yoksa kızların, başlarına bir bela getireceğini düşünüyordu. İkbal’in küçüğü Ayten’i de bu sebeple okuldan alıp ilçedeki bir kahve sahibiyle evlendirmişti.
Sayfa 9 - Alter Yayınları
Bugün düşündüğünde İkbal, daha iyi anlıyordu babasını. Hasta haliyle her şeylerine koşan, kimselere muhtaç olma-sınlar diye hastalığına bile aldırış etmeden orada burada en ağır işlerde çalışan bir babaydı kendisi. Önceleri ayakkabı tamiratıyla uğraşıyordu, ancak bu işin kendisine fazla kazan-dırmadığını görünce bu defa gücünü aşan ağır işlerde çalış-maya başlamıştı. Bu ağır işlerde çalışması onun hastalığını daha da ilerletmişti. Ancak kendisi hastalığıyla kafa tutuyor, hatta iş dönüşü karısına ev işlerinde yardımcı bile oluyordu.
Sayfa 6 - Kerasus yayınları
İkbal daha küçük yaşta bilinçsizce evlendirilen ablası ve kız kardeşinin kaderlerini yaşamak istemiyordu. Onlar için bir şeyler yapamıyordu, ancak kendisi için bir şeyler yapması gerektiği düşüncesi her geçen gün daha da netleşiyordu kafasında. Kurtuluşun okumakta olduğunu biliyordu. Ama nasıl olacaktı bu? Ya annesine isyan bayrağını çekip “Ben okumak istiyorum, evlenmek istemiyorum!” diyecekti, ya da oturup kendi kaderine razı olan bir gelin gibi hem ağlayacak hem de kocaya gidecekti. Ancak ne olursa olsun orada annesiyle aynı evde kalmaması gerektiği düşüncesi daha ağır basmıştı.
Sayfa 8 - Kerasus yayınları
Bir anne ancak bu kadar bencil ve sorumsuz olabilirdi. İnsan kendi öz çocuklarını bile bile ateşe atar mıydı? Bu nasıl bir anne vicdanıydı ki hiç sızlamıyordu?
Sayfa 10 - Kerasus yayınları
Reklam
34 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.