Aslında Harpagon’un taptığı, bir süre sonra paradan çıkmış, paranın var olması fikrine kaymış. Adam paranın varolmasının dayanılmaz hafifliğiyle yaşantısını sürdürmeye çalışıyor:) Paranın düşüncesi bile yetiyor yani adama. O yüzden Harpagon sahnelerinin hepsinde, daha çok travma hissediyorsunuz diğerlerine göre. Paranın var olması düşüncesi, somut varlığından daha çok etkili olduğundan, Harpagon bu kadar komik durumlara düşüyor. Varlığıyla bu kadar mutlu olan, yokluğuyla da tabi ki böyle perperişan(umarım kelimeyi doğru yazmışımdır) olacaktı...
Oyunun bir sahnesinde, Harpagon ile Frosine’nin bir diyaloğu var, orada yapılan hesaplara bayıldım. Keşke hayat gerçekten böyle farazî hesaplarla yürütülebilse: