Bu ülkede McDonald's'ta yemek satma kabiliyeti olan muhtemelen 150 milyon kişi vardır. Fast food restoranlarının sadece, herhangi birini kasaların arkasına koymaya yetecek yükseklikte ücret ödemesi gerekmektedir. Ekonomi yavaş gidiyorsa bu ücret saati 5.50 dolar olabilir ya da işgücü piyasası daralmışsa 9 dolara çıkabilir ama bu hiçbir zaman üst düzey bir mahkeme avukatının aldığı gibi saati 400 dolar gibi bir ücret olmaz. İyi avukatların sayısı kısıtlıdır ama burger çevirenlerin değil. Bu ülkede ya da dünyanın herhangi bir yerindeki yoksulluğa kafa yormanın en akıllıca yolu beşeri sermayenin kıtlığını anlayabilmektir.
Birincisi, kötü adam sadece firmalar değildir. Profesyonel kadınlar çocuk sahibi olmayı seçip doğum izni parasını aldıktan sonra şirketi terk ettiğinde firmalar üzerine adil olduğu tartışılır bir maliyet yüklemiş olurlar. Daha da önemlisi maliyeti diğer kadınların üzerine yüklerler. Doğum izni aldıktan sonra işi bırakan çalışanlardan "ağzı yanan" firmaların işe alma sürecinde genç kadınlara yönelik ayrımcılık uygulaması ve cömert doğum yardımları sunmaktan kaçınması kuvvetle muhtemeldir. Ancak burada iyi bir haberimiz var, çünkü bunun çabuk ve kolay bir çözümü bulundu: Cömert ama yeniden fonlanabilir doğum paketi. İşe döneceksen sende kalsın, dönmeyeceksen geri ver.
Faydayı maksimize etmeye çalışırsınız-diğerleri de öyle. Herkesin kârlı yatırımlar peşinde olduğu bir dünyada kimse masada duran 250 bin doları bırakmak istemez. Ama yine de insanlar hisse senedi piyasasının böyle işlediğini zannederler.