Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çizgisiz Defter

Akif Emre

Çizgisiz Defter Gönderileri

Çizgisiz Defter kitaplarını, Çizgisiz Defter sözleri ve alıntılarını, Çizgisiz Defter yazarlarını, Çizgisiz Defter yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Sen daha yol geçidindesin, mekâna bağlılıktan geç..!" | Muhammed İkbal
Berlin Duvar'ından Mostar Köprüsü'ne
"Sen daha yol geçidindesin, mekâna bağlılıktan geç... Hicaz ve Şamlı olmaktan geç, Acem ve Turanlı olmaktan geç..(Allame Muhammed İkbal )
Çizgisiz Defter
Çizgisiz Defter
Akif Emre
Akif Emre
Reklam
Hayır!
İçinde bir şeyler hayır diyorsa, sen de hayır demelisin.
İçimizden koparılan Kudüs
Bilinen bu gerçeği tekrarlama ihtiyacı duyuşum, Filistin ve Ku düs sorununu basit bir Arap-İsrail anlaşmazlığına indirgeyen söylemin gittikçe yaygınlık kazanması, böylesi bir dilin medyaya hakim ok ması, konuya en duyarlı çevrelerde bile bunun içselleştirilme eğilimi göstermesi sebebiyledir. İsrail'in attığı askeri diplomatik hiç bir adım
Kudüs'te Ramazan
Orucun mekânla, coğrafyayla ilişkisi ruhun bedenle ilişkisinden taşır sanki. Göğün, ayın, güneşin kozmik alemin oruca doğrudan etkisi olduğunu pek düşünmemişizdir. Ne de olsa artık zamanın geldiğini yahut apansızın geçişini saatlere bakarak anlıyoruz. Kozmik evrenle ilişkimiz koptu. En son ne zaman yıldız görmüştük? Şehrin sahte ışıltısı yıldızlardan, göklerin derinliğinden, sonsuzluktan göz kırparcasına parıldayan muhteşem gök atlasından mahrum etti bizi. Bu gök kubbenin seyrine göre oruç tutar, namaz kılar; yüceliği, sonsuzluğu, kudreti ve acziyeti hissederiz. Göklerle teması kesilen modern insanın ötelerle ilişkisi de anlam kaybediyor. Coğrafyalar da orucu etkiler. Zaman devran ederek her coğrafyanın iklimini sırayla hissettirir bize. Ay takvimi bu nedenle muhteşem bir deneyim sunar sabit takvimlere göre. Coğrafyanın, şehirlerin, mekânların oruçla ilişkisi birebir insanın yaratıcısı ile kurduğu rabıtayı yansıtır. Her şehrin bir orucu vardır. Şehirler de oruç tutar. Bugünlerde Kudüs'ün orucu Mekke'den, Medine'den farklı! Farklı bir gurbet orucu tutuyor Kudüs; yeryüzü sürgünlüğünün orucu... Kudüslüler, Kudüs'ü oruç iklimine taşıyor ama Kudüslülerin kendisi mahpus ve sürgün. Oruçla özgürleşiyor Kudüs. Özgür bedeni ku-şatılmış olsa da Kudüs göklerin derinliklerine açılan nebevi kapı. Gök-lerle buluşulan dünyanın sonsuza açılan kubbesi orda çünkü...
Çizgisiz Defter
Çizgisiz Defter
Çok İslamlı Bir Gösterge Olarak Kudüs
Kudüs, Müslüman bilincin sürekli diri tutması gereken bir emanettir. Hatta yeryüzünde varlık iddiasını sürdürmesinin göstergesi... Kudüs'ün tutsaklığı aslında İslam dünyasının bedenen ve zihnen rehin alınışını hatırlatmalı. Bu acı gerçek kavranmadan yeni Selahaddinlerin çıkışını beklemenin de Selahaddin tipinin çağımızdaki örneklerini yetiştirmenin de imkanı kalmayacak.
Reklam
Murad Hüdavendigar'ın Kosova'daki türbesini her ziyaret edişimde girişteki o ulu çınarın hali sanki bir şeyler anlatmak istiyormuş gelir. Kocaman dallarıyla türbeyi kuşatan bu ağaç çoğu yerde payandalarla ayakta durabiliyor. Çınarın gökleri kaplayan dalları ve ihtiyar gövdesiyle sanki Yahya Kemal'in şiirini okur gibidir; "Yedi yüzyıl sü ren hikâyemizi dinlemiş ihtiyar çınarlardan." Tek başına bu çınar bile bir imparatorluğun daha doğrusu bir medeniyetin yedi yüzyıl süren hikâyesini hatırlatmaya kafi. Kosova ovası bir nostaljiden çok bizim tarihimizin, zafer ve hüznüyle bu topraklara kök salışımızın yani tarihin hüküm yeri... İslâm'ın Avrupa'ya doğudan girişinin yani Arnavutuyla, Türküyle, Boşnakıyla bizi millet kılan anlamın gerçekleştiği yer... Bir milletin kimliği, "oluşu sadece sevinç ve zaferlerinin eseri değildir. Hüznü, acıları, bozgunlarıyla da yoğrulur o maya... Balkan maceramız biraz da bizi biz yapan her şeyin tarihidir. Sevincimiz kadar hüznümüzün, zaferlerimiz kadar bozgunlarımızın, yeşerttiğimiz adalet kadar uğradığımız haksızlıkların tarihi...
Evet, demokrasi geldi, etnik ve mezhebi gruplar temsil imkanı buldu... Biçimsel olarak her şey yerli yerinde. Ama temelde eksik olan bir şey var. Bağdat kendi tarihsel birikimini ve hafızasındaki değerleri yeniden hatırlamadan bu bölünmüşlük, yani Bağdat'ın kalbine saplanan "güvesizlik" ortadan kalmayacak. Geçen yüzyılın dünya sistemi Ortadoğu'nun bağrına yabancı bir hançer gibi İsrail'i sapladı. 21. yüzyılın Ortadoğu'sunda ise Bağdat'ın kalbine bu ayrışmayı yerleştirdi... Bağdat ve ardından Şam, İslam'ın iki öncü şehri... Günübirlik çekişmelerin uzağında "Şam ve Bağdat bize ne söylüyor, neyi hatırlatıyor'u konuşmadan bu kaostan çıkmamız imkansız. Yeniden Bağdat ve Şam'ın; yeniden Kudüs ve İstanbul'un anlamımı düşünmek vaktidir.
Dicle nice tarihlere tanık oldu. Dicle'ye düşen her Ay damlası ne acılara tanık oldu? Oysa Dicle doğduğu topraklardan çok uzaklarda bile bir merhametin temsiliydi. Dicle kenarında bir "kuzunun ahını" soran me deniyetin nehri... Ay damlamıştı, tarihin neşesi kadar hüznünü de taşıyan Dicle'ye... Hayalimizdeki Bağdat'ın
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.