Çocuk...
Çocukluk dönemi...
Kimi için elma şekerli, kağıt helvalı güzel anılar, kimi için evin güneş almayan odası kadar karanlık geçen bir dönem çocukluk dönemi. Ağlamasın diye alınan bir gazoz şişesinde kiminin çocukluğu, kiminin ise sokak mazgalına düşürülen evin anahtarı kadar kayıp, yitik...
Sağlıklı bir yetişkin olmak, sağlıklı bir çocukluktan geçiyor kesinlikle. O dönemin yaraları, içinde biriktirdiği lavlarla yıllar sonra kusuyor içinde ne var ne yoksa. Zaman hep ileri gitmenin derdinde ya, insan da hep geçmişte bu yüzden.
Alfred Adler okumayı işte tam da bu yüzden çok seviyorum. Freud ile ayrı düştükleri yerler olsa da, ikisinin psikoloji bilimine katkıları çok değerli. Adler okurken, insan ve ona dair birçok şeyin altında yatan nedenleri daha iyi tanımlıyor insan. Çocuğunuzun eğitimine kendisini de dahil edin yazıyor kapakta. Ne kadar anlamlı ve konuyu özetler bir ifade.
Kitabın zemini çocuk eğitimi üzerine ve alt başlıkları oldukça detaylı bölümlerden oluşuyor. Üstünlük çabası, aşağılık kompleksi, çocuğun ailedeki durumu, ergenlik, cinsel eğitim, pedagojik hatalar ve daha birçok konuda bir bakış açısı sunuyor.