Utanarak belirtiyorum, Munro'yu yeni tanıdım. Canada nasıl bir ülkedir ki muhteşem kadın yazarlar çıkartıyor!
Çocuklar Kalıyor, uzun öykülerden oluşan, insanın bitirmeyi ertelemek istediği bir kitap. Her öykü farklı yaralara dokunuyor. Bunu yaparken de öyle ince ayrıntılarla örüyor ki anlatımı görselliğe dönüşüyor.
Örneğin Murakami'de beni rahatsız eden ayrıntıcılık, Munro'da hiç göze batmıyor.
Tarafsız bir yaklaşımla anlatıyor insanlık hallerini, eksik, kusurlu karakterleri, hüzünlü sonları, iç
sızılarını...
Bir dostum, Munro öykülerinde sürüyle silah asılı duvarda ama hiçbiri patlamıyor, patlamak zorunda da değil zaten demişti. Bunu övgü cümlesi olarak kullanıyordu. Bense her birinin patladığını düşünüyorum, her finalde öyle böyle değil bir şamatayla hem de.
Okunmalı Munro öyküleri, dinlene dinlene, yeniden yeniden.