Kur'an hocamız, diğer iyi sesliler gibi, Veli'yi de sever, ona da "ayrı bir gözle bakardı". Fakat Veli, hafızlarla çok düşüp kalktığından mıdır nedir; okurken hep dilini eğer büker; gerek okuyan, gerek dinleyen bir Türk için bulandıracak bir Arap gösterişine özenirdi. Halbuki İsmail Efendi, gırtlağını bozmayan, yalancık şive yapmayan, yapanları hoş görmeyen, Arap gibi okumayı lüzumsuz, sevimsiz bir taklit bilen Anadoluluydu.