Şef nerede?
- O sarhoş...
- Sizi neden hiç görmedim?
- Çünkü biz sizlerin görmediği insanlarız. Bizler taksilerinizi süreriz. Odanızı temizleriz....
(Kirli Küçük Şeyler, Stephen Frears)
Rengini, parlaklığını ve ışığını yürek sızlatan gönüllülerinin ince ve asi birikimlerinden alan ay, yine insanlığın korkaklarının esaret bulaşmış sinsi varlığını perdeleyen ve tutsaklar dünyasını yaratan kirli hayatın korkusundan sarardı. Yine de sarhoşluğun erdem olabileceğini düşünenlerin yüzü suyu hürmetine, kendini sarartan dünyanın üzerinde asılı duruyor. Üremeyi doğaya bir armağan olarak değil de, bencilliğin kör gözlerine dahiyane bir kurban olarak veren mesnetsiz varoluşlara inat, yüreğini ay suyunda yıkayan ve doğum sancısını özgürlük olarak yasayanlara göz kırpıyor.
Conatus... arzunun çocuğu... devindiren, sarıp sarmalayan, isyan ettiren, boyun eğdiren, kızdıran, coşturan, yaratan, yok eden, acıtan, sevdiren, sevindiren, nefret ettiren... var olma çabasının arzusu...
Ve dünya arzusevincin özgür çığlıklarından değil, yok oluşun oluklarından sızan biteviye sessizlikten kaçtı... Dünyanın değişen yüzü bu toprakların yüzü. Bu yüzden dünyayı anlamak bu toprakları anlamak demek ve bu yüzden dünyanın dört bir yanındaki acılar ve sevinçler bizim içimizde...
Dünyanın görünmeyenlerine ama var olmakta inat edenlere katkımız olsun istedik.
Hepimize kolay gelsin...
