“Belleğinden görüntüleri, adları, sözcükleri, olayları silebiliyorsun, sildiğini sanıyorsun; ne ki kokular, sesler, ışık titreşimleri, etin acısı, yüreğin acısı, duygu kırıntıları bir yerlere sinip kalıyor. Hiç umulmadık bir anda, saklandıkları en derin, en karanlık bellek koyaklarından çıkıp dışarı fırlıyorlar. Kokular sesleri, sesler ışıkları, acılar utançları çağırıyor; yeniden birleşiyor, tek bir duygu olup bilince çıkıyorlar. Duygular unutmaya direniyorlar.”